Yaşam uçsuz bucaksız bir mayın tarlasının çevresinde yayılıyordu.Ben ortadaydım.Bu mayın tarlasını bölümlere ayırmak ve işe başlamak gerekiyordu.Dramatik durumlar zimcirini kırmalı, parçalamalıydım.Çöküş duygusunu gözden geçirmeliydim.Her bir etmeni ayrı ayrı incelemeliydim.
---
On okurun var.Tanrı daha da azaltsın...
Para ödemiyorlar sana, ne berbat bir şey.Para, özgürlüktür, genişliktir, kapristir...Paran varken yoksulluğa katlanmak ne kadar kolaydır.
---
Yaşamak mümkün değil.Ya yaşamak gerek, ya yazmak.Ya söz, ya iş.Ama senin işin söz.İlk harfi büyük yazılan her İş sana iğrenç geliyor.İş'in çevresinde ölü bir alan var.Orada İş'e engel olan her şey ölür.Orada umutlar, hayaller, anılar ölür.Orada tatsız, karşı çıkılmaz; tek anlamlı bir materyalizm hüküm sürer.
---
Mişa'nın konuşması genel olarak ilginçti...Konuşması, klasik müzikle, soyut resimle ya da saka kuşunun ötüşüyle hısımdı.Duygular apaçık bir biçimde anlamın üstüne çıkardı.
---
Virajlarda radyonun sesi duyuluyordu:
"Armağan et ateşi, Promete gibi
Armağan et seçmeden,
Ve insanlar için acıma
Ruhunun ateşine"
---
Her şey korkunç görünüyordu, ama ben hala hayattaydım.Ve belki de insanın içinde ölecek en son şey alçaklıktı.
---
Sevgi gençler içindir.Askerler ve sporclar için...Oysa burada her şey çok daha karmaşık.Burada artık sevgi değil, yazgı söz konusu...
Puşkin Tepeleri
Sergey Dovlatov
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder