Söylenceye göre tufandan sonra Oaxaca Vadisi tamamıyla çamurla kaplanmış bir bataklığa dönüşmüştür.Kaplumbağa balçık içinde zorlukla hareket etmekte ve dünyanın halini hayret içerisinde seyretmektedir.Gezintisi esnasında tufandan sonra gün yüzüne çıkmış leşleri yemekte olan bir akbabaya rastlar.Akbabanın geniş kanatlarını görünce tanrıyla tanışabilmek için büyük bir fırsat yakaladığını düşünür.Hemen akbabaya yanaşarak kendisini tanrının huzuruna götürmesi için yalvarır.Akbaba bu isteği başta reddettiyse de kaplumbağanın ısrarları karşısında çaresiz kabul etmek zorunda kalır.Böylece kaplumbağa akbabanın sırtında göklere doğru yükselir.Yolculuk esnasında akbabadan gelen leş kokusu kaplumbağanın midesini öylesine bulandırır ki kafasını kabuğuna sokmasıyla bile bundan kurtulamaz.Sonunda dayanamayarak söylenmeye başlar ve akbabayı kötü kokusu sebebiyle durmadan aşağılar.Çok geçmeden kaplumbağanın dırdırından bunalan akbaba ani bir silkinişle kaplumbağayı sırtından atar.Bulutların arasından hızla aşağıya düşen kaplumbağanın bedeni yere çarpmasıyla birlikte parçalara bölünerek etrafa dağılır.Onun bu hali tanrının acıma hissini uyandırır ve tanrı kaplumbağanın parçalarını toplayarak onları birleştirir.İşte bu yüzden kaplumbağanın bedeninde bugün hala bu birleşim yerleri görülebilmektedir. (Akova 2003)
Deniz Gezgin
Hayvan Mitosları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder