Ona baktıkça, içimdeki her şey parçalara ayrılıyor ve parçalar bir binanın onuncu katından hızla aşağı savruluyordu sanki.Bir mucizeye bakıyordum.Mükemmelliği, sebepsizliği ve hedefsizliği, içimi garip bir hayranlıkla dolduruyordu.
---
Evvelce bahsetmiş olabilirim, savaşı Astrakhan yakınlarında bir balıkçı köyünde sıkılmakla geçirdim, kitaplar olmasaydı o kasvetli yılları sağ çıkarır mıydım bilmiyorum.
---
Böyle epey bir zaman devam ettiler, bir kağıtlardan bir benden bahsederek, sanki odada değilmişim veya bir gölge, bir hayalet ya da dilsizin tekiymişim gibi; daha önceleri aldırmadığım o şakacılıkları da şimdi bana anlamlarla yüklüymüş gibi geliyordu, sanki gerçek vücudum çok uzaklardaydı da, buradaki sadece onun bir yansımasıydı.
---
Sincapları da severim.Bir ormanın sincaplarla dolu olması iyidir.Arazi sahiplerine karşı oldukları için severim onları.Köstebekleri de.
---
Genelinde...dünya, bilirsin, rezil bir yer.
---
Sanırım Pascal'da bir yerde, bilgece bir düşünce vardır: birbirine benzeyen iki insanla tek tek karşılaşmak merak uyandırmaz, ama ikisi bir arada epey heyecan yaratırlarçPacal'ı hiç okumadım, bu alıntıyı da nereden yürüttüğümü hatırlamıyorum.Ah, nasıl da bayılırdım gençliğimde böyle maymunluklara!Şu ya da bu aşırma vecizeyle gösteriş yapan bir tek ben değildim maalesef.Bir keresinde St. Petersburg'da bir partide şöyle deyivermiştim: "Turgenyev der ki, bazı hisler, ancak müzikle ifade edilebilir." Birkaç dakika sonra başka bir konuk gldi, konuşmanın ortasında tam da aynı lafı söyleyiverdi, bir konser programından araklamıştı bu lafı, onu o konserde sahne arkasında müzisyenlerin dinlenme odasına giderken görmüştüm.Şüphesiz gülünç duruma düşen ben değil oydu, yine de bu olay bende rahatsız edici bir his bıraktı. (ona sinsice ilahi Viyabranova'yı nasıl bulduğunu sorarak biraz olsun avundumdu) ve böylece yüksek entellik taslama işini bir kenara bırakmaya karar verdim.
---
Eğer eylem doğru tasarlanır ve uygulanırsa, yaratıcı sanat öyle güçlüdür ki, hemen ertesi sabah suçlu gidip teslim olsa bile, kimse ona inanmaz, sanatın yaratımı hayatın gerçekliğinden çok daha fazla asli hakikat barındırır çünkü.
---
Bir sanatçı yosmaları ve asmaları olmadan yaşayamaz.Puşkin'in bir yerlerde dediği gibi -demediyse de demeliydi.Çektiğin cefalar ve hayat biçiminin genel berbatlığından ötürü yeteneğin ölüyor, nasıl denir, can çekişiyor; hatta, nasıl şu karşı parktaki renkli fıskiye kışın fışkırmıyorsa, seninki de fışkırmıyor.
---
İntihar kendine düşkünlüğün en fena biçimi.Yapılacak tek şey şehidin kaprisine boyun eğmek ve ölmekle iyi, yararlı-kaba, cismani bir yarar belki, ama yine de yararlı bir iş yaptığını anladığımızı ona hissettirerek olaya neşeli bir hava katmak.
---
Heyhat, hikayem yozlaşıp günlüğe dönüştü.
Vladimir Nabokov
Cinnet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder