Büyük şehirlerdeki sokak çocuklarının sayısı hiç bugün olmadığı kadar
çok olmamıştı. Ama onlar artık edebiyatın ısrarlı konusu olmaktan
uzaklar. Şimdi şehrin tehlikelerine tek başına göğüs geren kimsesiz
çocuklar değil, şehri tehdit eden tehlikeli bir kitlenin uzantısı olarak
görülüyorlar. Artık karşımızda Tuğcu'nun "zavallı ama onurlu çocuklar"ı
değil, Orhan Kemal'in elli yıl öncesinden haber verdiği gibi,
hikâyeleri sübyan koğuşunda biten 'suçlu' çocuklar var. Bir üçüncü sayfa
dehşetinin muhtemel adayları. Son yıllarda 'merhamet' sözcüğünü daha
çok duyduğumuza bakmayın. Sınırlarını korumaya eskisinden çok daha
düşkün eski sınıf için 'korku ve acıma'daki korku bileşeni çok daha
şiddetli artık. Zenginlerle yoksullar uzun zamandır aynı mahallede
birbirini görerek yaşamıyor. Şehirdeki dönüşüm vicdan yükünü çoktan
azalttı. Metropol korkunun yeri merhametin değil.
Ama bugünün karanlığına işaret eden Tuğcu değil, Orhan Kemal'di. Kavşaklarda araba silen, kâğıt mendil satan, lokanta önlerinde karınlarını doyurmamızı bekleyen sokak çocuklarına yakından bakın: Orada tam kaybedecekken başarıya koşan Tuğcu çocuğunu değil, ('Suçlu'da Cevdet'i anlatırken kullandığı sözcüklere söylersem) 'mosmor öfkesiyle' Orhan Kemal çocuğunu göreceksiniz. Bir zamanlar Aslan Tomoson, Lefter, Frank Sinatra, Beniamino Gigli olmayı hayal eden, bugünse İbrahim Tatlıses, Rambo, Ronaldinho, Polat Alemdar olmak isteyen, karınlarını doyurmaya çalışırken başları eğilmesin diye diklenerek dilenen çocuklar. bir Orhan Kemal hikâyesinden çıkmış gibiler. Tek farkla: Bugünün varoş çocuklarının, yoksul çırakların, göç mağduru çocukların 'Sokakların Çocuğu'ndaki çocuksu 'Kırmızı Eşarp Çetesi'yle, 'Arkadaş Islıkları'ndaki 'serseri mayın'lıkla yatışması imkânsız artık.
Ama bugünün karanlığına işaret eden Tuğcu değil, Orhan Kemal'di. Kavşaklarda araba silen, kâğıt mendil satan, lokanta önlerinde karınlarını doyurmamızı bekleyen sokak çocuklarına yakından bakın: Orada tam kaybedecekken başarıya koşan Tuğcu çocuğunu değil, ('Suçlu'da Cevdet'i anlatırken kullandığı sözcüklere söylersem) 'mosmor öfkesiyle' Orhan Kemal çocuğunu göreceksiniz. Bir zamanlar Aslan Tomoson, Lefter, Frank Sinatra, Beniamino Gigli olmayı hayal eden, bugünse İbrahim Tatlıses, Rambo, Ronaldinho, Polat Alemdar olmak isteyen, karınlarını doyurmaya çalışırken başları eğilmesin diye diklenerek dilenen çocuklar. bir Orhan Kemal hikâyesinden çıkmış gibiler. Tek farkla: Bugünün varoş çocuklarının, yoksul çırakların, göç mağduru çocukların 'Sokakların Çocuğu'ndaki çocuksu 'Kırmızı Eşarp Çetesi'yle, 'Arkadaş Islıkları'ndaki 'serseri mayın'lıkla yatışması imkânsız artık.
Nurdan Gürbilek
Bir+Bir Dergisi
Mayıs 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder