2 Temmuz 2014 Çarşamba

şathiye, idris-i muhtefi




İşbu deme erince üç kez doğdum âneden
Nice yavru uçurdum nice âşiyâneden

Dört doğurdum ânemi kâmil oldum babadan
Babam dokuz ayaklı anlama efsâneden

On tayaya emzirdim iki yüzlü bir çocuk
Kara libas giydirdim gösterdim kâşâneden

Kafdağını arkama yükledim etme aceb
Bahr-i muhîti içtim kanmadım amma neden

Altmış arşın menâre çıktım anın üstüne
Çağıruban cihânı doldurdum efsaneden

Yüz tınaplı bir çadır diktirdim siper için
Ana tuttum yüzümü doğdum o kârhâneden

Firavn ile görüşüp  biraz nasihat ettim
Dedi sözün tutmazam dönmezem hâmâneden

Yedi başlı bir yılan gördüm ki hâkim olmuş
Sureti hayvân değil bilmezem amma neden

Ak sakallı bir avrat düştü benim peşime
Ziynet etmiş kendine lü’lü-i dürdâneden

Yetmiş iki dillice düdük aldım çarşıdan
Çaldım ağır sadâsın geçti âsumâneden

Bir top attım maşrıktan geldi düştü mağrıba
Bu bir engin rumuzdur anlama efsâneden

Bir mektebe uğradım kuş dilini okurlar
Sivri sinek halife hocası pervâneden

Alâim-i semâyı olta edip sarkıttım
Bin bıyıklı bir balık çıkardım deryâneden

Gördüm Nûh’un gemisin girdim anın içine
Buldum anda necâtı korkmadım tûfâneden

Senin "İdrîs" hakîkat bu rûmûzat sözlerin
Anladı insan olan bilmedi hayvaneden

İdris-i Muhtefi

1 yorum: