Parmaklarıma dokun
Güzel ölçülü parmaklarıma
Göster hünerini
Ben de duyumlarımla sarayım seni
Bilincin ritmini tenin sevincini
Aşılayayım sana
Alevler çıkarayım
Zayıf mahcup ışıltılarla yükselen
Çözmek için yüzündeki karanlığı
Prangalar ve zincirler vereyim
Çürüyen bileklerinden düşmüş
Ve topuklarından kölelerin
Bataklıklara sokup çıkarayım seni
Kemiren rüzgarlara
Hoyrat sözler
Acı ve yakıcı sözler
Fısıldayayım sana
Dön dön durma göster kendini
Dön dön sarıl bana
Sarıl bana titreyerek
Fırtınanın kollarına atılan
Çalılar ve otlar gibi
Sarıl bana öfkeyle
Bizi saran öfkeyle
Bizi saran ve kemiren
Kanımızı emen kanımızı kurutan
Öfkeyle sarıl bana
Derine in, ta derine
Saf ve katışıksız damarlara
Senden başka
Senin saflığından başka
Saflık tanımayan tabakalara
Sarıl bana haydi sarıl sarıl ve ört
Sakla beni biçilmemiş bir tarlanın
Firar eden bir zenciyi sakladığı gibi
Saflığımız karışsın birbirine
Bulutsuz bir akşamı andıran
Rengarenk saflığımız
Sarıl simi çekinmeden
Sarıl banaGeniş ve güçlü kollarını uzat
Işıltılı balçığa biçim verir gibi
Yoğur beni benim kara titreşimlerimi
Acılarla yoluna devam eden
Yaşlı yerkürenin boğuk titreşimlerine
Ekle beni benim titreşimlerimi
Acılı kahırlı kardeşliğe ada ruhumu
Kalbimi cesedimiSonra istersen yıldızlara as
Geçirip boynuma ilmiği
Yeter ki sen yüksel
Sen barış güvercini
Yüksel izliyorum seni
Yüksel peşinden geliyorum
Yüksel göklerin kara yıldızı
Göğü, göğün buzlu camını
Keserek geçen bir elmas gibi
Yüksel derin ve kara boşluğa
Yüksel gömülmek istediğim yere kadar
Göğün öteki yüzüne
Ayın öteki yüzüne...
Aime Cesaire
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder