21 Ağustos 2015 Cuma

golem (1980), piotr szulkin



"İnsanlar çaresizce savruluyorlar.
Tıpkı şu rüzgârda oradan oraya uçuşan gazeteler gibi.
Bütün işlerimiz, ahmaklıkla bilgelik arasında gidip geliyor.
Güçsüz ve iradesiziz!
Her şey bizi korkutuyor!
Senin de bizden farkın yok,
sen de günahsız değilsin."

 
                               "Yalnız değilsin, seçim yapabilirsin..Labirentteki bir fare kadar."


 Golem (1980)
Piotr Szulkin

gönül gurbet ele varma, hasan cihat örter



Gönül Gurbet Ele Varma
Hasan Cihat Örter


20 Ağustos 2015 Perşembe

gönül gurbet ele varma, selva erdener & turkuaz beşlisi


Gönül Gurbet Ele Varma
Selva Erdener & Turkuaz Beşlisi


efe hazretleri, alvar imamı muhammed lutfi efendi, hüseyin kutlu



"Elhamdülillah tapuda kaydım yok" buyururmuş.Gerçekten öyle.Efe hazretleri hayatında taşı taş üstüne koymamış, bir ev sahibi dahi olmayı düşünmemiş, dünya metaı ve malına sahip olmayı hiç arzu etmemiştir.Nitekim şöyle buyururlar:

"Azer değilem sacid olam beyt-i sanemde
Şeddad değilem zevk ideyim bağ-ı irem'de

Cemşid gibi zer-tac olanı hatıra almam
Emvalimi kimdir göre hane-i rakamde

Karun gibi mal cem idemem yer yuda anı
Görmem ebedi gönlümü miskal ü diremde"


Efe Hazretleri
Alvar İmamı Muhammed Lutfi Efendi
Hüseyin Kutlu

stray dogs (2013), ming-liang tsai


Stray Dogs (2013)
Sokak Köpekleri
Ming-liang Tsai



Lee Kang-Sheng

itiraflarım, tolstoy

Benim tam da hayatımı değerlendirmede ve mahkum etmede kullandığım düşünce araçlarının hepsi de benim tarafımdan değil, onlar tarafından icat edildi.Ben kendim de bu dünyaya onların sayesinde geldim.Onların sayesinde öğrendim ve yetiştim.Demiri onlar çıkardılar, ormanları kesmeyi bize onlar öğrettiler, inekleri ve atları onlar evcilleştirdiler, tahıl ekmeyi ve birlikte yaşamayı bize onlar öğrettiler, yaşamımızı onlar düzenlediler ve bana konuşmayı ve yazmayı onlar öğrettiler.Ve onların bir ürünü olan, onlar tarafından yedirilen, içirilen, öğretilen ben, onların düşünceleri ve sözcükleriyle düşünerek bütün bunların saçmalık olduğunu savundum."Yanlış olan bir şey var!" dedim kendime."Bir yerlerde büyük bir hata yaptım."Ancak nerede hata yaptığımı anlamam çok zamanımı aldı.
---
Ancak söylemesi tuhaftır, bu sahtekarlığı fark etmiş ve reddetmiş olmama rağmen bana bu insanların vermiş oldukları ünvanı, sanatçılık ve öğretmenlik ünvanını reddetmedim.Bir sanatçı olduğumu ve ne öğrettiğimi bilmesem de herkese öğretmenlik yapabileceğimi saf şekilde düşünüyor ve düşündüğüm gibi de hareket ediyordum.
---
Biz de kitaplar ve makaleler yazdık.Ancak böylesi faydasız bir işi yapabilmek ve çok önemli insanlar olduğumuza emin olabilmek için faaliyetlerimizi haklı çıkarak bir kurama ihtiyacımız vardı.Kendi aramızda bu kuramı geliştirdik: "Var olan her şey akılla açıklanabilir.Var olan her şey tekamül eder.Ve her şey kültür yoluyla tekamül eder.Kültürün ölçütü ise kitap ve gazete tirajlarıdır.Bizlere bir ücret ödeniyor ve saygı gösteriliyor, çünkü bizler kitap ve gazetelere yazılar yazıyoruz.Bu yüzden de insanların en faydalısı ve en iyisi biziz."
---
Eğer ki hayatın henüz keşfetmediğim ve bana mutluluk vaat eden bir yönü daha -evliliğim- olmamış olsaydı, on beş yıl sonra varacak olduğum o çaresizlik noktasına belki o günlerde varmam gerekirdi.
---
Şunu kabul ediyorum ki, bizimkisi hayatın kendisi değil bir taklidiydi.

İtiraflarım
Tolstoy

gece uçurumları, ilhan irem


Gece uçurumlarında ışıklar…
Hangisine uçayım?
Kara bir taşı öpüp boşluklarda
Aynalarda şeytan taşlıyorum.

İlhan İrem 

transkritik, kojin karatani

...Fransız Devrimi'nde yankı bulan, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik üçlüsü gibi, sermaye, devlet ve ulus da birbirleriyle çiftleşmiş ve kendilerini birbirlerinden sonsuza dek ayrılamayacak bir güç haline getirmişlerdi.Bundan ötürü, daha titiz davranıp, modern devleti kapitalist ulus-devlet diye adlandırmalıyız.Bu üçlü birbirini karşılıklı olarak tamamlayacak, takviye edecek şekilde imal edilmiştir.Ekonomik özgürlük aşırı hale gelip sınıf çatışması da keskinleştiği zaman, devlet müdahalede bulunup serveti bölüştürür ve ekonomiyi düzenler ve aynı esnada ulusal birlik duygusu da (yardımlaşma) meydana gelebilecek çatlakları doldurur.Bu korkusuz üçlüyü karşınıza aldığınızda, birinin ya da diğerinin temelini oymak işe yaramaz.Sadece kapitalizmi yıkmaya kalkışıyorsanız, devletçiliği benimsemek zorundasınız ya da milliyetçi duygudaşlık sizi yutarak yok eder.Söylemeye bile gerek yok ki, devletçilik Stalinizm, milliyetçi duygudaşlık ise faşizm olarak ortaya çıkmıştı.Kapitalist meta mübadelesi, ulus ile devlet, ancak ekonomik bir açıdan bakıldığında birer mübadele biçimi olarak görülebilir.Ekonomik altyapı kavramı ancak bu bağlamda bir anlam ifade eder.

Transkritik
Kojin Karatani

bir çocuk kör kedi



"Fukara kalbine her kim dokuna
Dokuna sinesi Allah okuna"
                                         Aşık Seyrani

 


Video Çalışması: Sadık Battal (?)

ikiilebir, reha çamuroğlu


Neşeyi tanır mıydı?..Bozkırı bölen, Tanrı'nın çayırlarının ortasına duvar kuran bu şehirleri, 
bendini dağıtan  bir su gibi dümdüz edip geçtiğimizde, içimizden gelen ulumanın, 
sesine olasun dayanabilir miydi?

İkiilebir
Reha Çamuroğlu