14 Ocak 2022 Cuma

Vanya Dayı - Anton Çehov


...

ASTROV:

Öyle...On yıl içinde başka biri olup çıktım.Neden biliyor musun?Çok çalıştım dadı.Sabahtan akşama kadar durup dinlenmeden, bütün gün ayaktayım...Geceleri de şimdi gelip hastaya çağıracaklar korkusuyla uyuyabilirsen uyu.Seninle tanıştığımızdan bu yana bir tek boş günüm olmadı.Yaşlanmaz mı insan?Zaten yaşam dediğimiz şeyin kendisi de öylesine sıkıcı, aptalca ve kirli ki...Yutuyor insanı.Çevren tuhaf kişilerle dolu, baştan aşağı tuhaf kişilerle.Onlarla birkaç yıl birlikte yaşayınca da, farkına varmadan tuhaflaşıyorsun sen de.Kaçınılmaz bir yazgı bu.

...

Bizden yüz, iki yüz yıl sonra yaşayacak olanlar, kendileri için yollar açtıklarımız bizi hayırla anacaklar mı acaba?Yok dadı, anmayacaklar!

MARİNA:

İnsanlar anmazsa, Tanrı anar.

...

ASTROV:

Daha uzun süre kalacaklar mı?

VOYNİTSKİ:

Yüz yıl! Profesör buraya yerleşmeye karar verdi.

...

VOYNİTSKİ:

Profesör eskisi gibi sabahtan gece yarılarına kadar çalışma odasına kapanıp yazıyor."Aklımızı zorlayıp, alnımızı kırıştırıp, durmadan kasideler yazıp duruyoruz, ama ne kendimize ne de kasidelerimize bir övgü işittiğimiz var." Zavallı kağıtlar! Yaşamöyküsünü yazsa, daha iyi ederdi.Ne yüce bir konu!Emekli bir profesör, anlarsın ya, kadidi çıkmış ukala dümbeleği, bilgin bir çiroz...Damla illeti, romatizma, migren, kıskançlık ve çekememezlikten karaciğeri büyümüş...Bu çiroz balığı, ilk karısının yurtluğunda oturuyor şimdi, canı hiç istemediği karısının yurtluğunda oturuyor şimdi, canı hiç istemediği halde oturuyor, çünkü kentte yaşamaya kesesi elverişli değil.Durmadan bahtsızlıklarından yakınır, gerçekteyse olağanüstü bahtlıdır.

Düşün bir, ne baht ama!Sıradan bir kilise kayyumunun oğlu, bir papaz okulu öğrencisi, akademik kariyer, kürsüler elde ediyor, "ekselans" diye hitap ediliyor kendisine, senatör damadı oluyor, vs... vs... Fakat bütün bunlar önemli değil.Sen asıl şu işe bak: Adam tam yirmi beş yıl, sanattan zerre kadar anlamadan sanat üstüne yazıp çizmiş.Yirmi beş yıl gerçekçilik, doğalcılık ve bunlar gibi bir sürü saçmalık üstüne başkalarının düşüncelerini geveleyip durmuş; yirmi beş yıl, akıllıların zaten çoktandır bildiği, aptalları ise ilgilendirmeyen konularda okuyup yazmış, demek oluyor ki yirmi beş yıldır havanda su demekte.

...

MARİLYA VASİLYEVNA:

Nedense ben konuştuğum zaman rahatsız oluyorsun.Bağışla Jan, ama şu son yıl içinde öyle değiştin ki, seni tanıyamaz oldum...Kesin görüşleri olan bir insandın sen, parlak bir kişiliktin.

VOYNİTSKİ:

Ya, evet! Parlak bir kişiliktim, hiç kimseyi aydınlatmayan...

...

MARİLYA VASİLYEVNA:

...Görüş denilen şeylerin, kendi başlarına ölü harflerden başka bir şey olmadıklarını unutmamalıydın...Eylemde bulunmak gerekirdi...

...

YELENA ANDREYEVNA:

Bugün de hava pek güzel...Sıcak değil...

VOYNİTSKİ:

Tam insanın kendini asacağı bir hava...

...

ASTROV:

Ostrowski'nin oyunlarından birinde pala bıyıklı ve yeteneği kıt biri vardır.İşte o benim.Eh, kalın sağlıcakla bayanlar, baylar...

YELENA ANDREYEVNA:

Sizin orman sevginizden söz ettilerdi bana.İnsan bu yolla da çok yararlı işler yapabilir gerçekten, fakat asıl görevinize engel olmuyor mu bu?Doktorsunuz.

ASTROV:

Asıl görevimizin ne olduğunu Tanrı bilir.

...

VOYNİTSKİ:

Yüzünüzü, davranışlarınızı dışardan görebilseniz...Yaşamaya üşeniyorsunuz sanki!Ah, nasıl bir üşengeçlik bu!

...

SONYA:

Söyleyin bana Mihail Lvoviç...Diyelim ki bir kız arkadaşım ya da küçük kız kardeşim olsa ve siz onun...diyelim ki sevdiğini öğrenseniz...Ne yapardınız?

ASTROV:

Bilmem.Sanırım hiçbir şey.Onu sevemeyeceğimi anlamasını sağlardım, kafamın yeterince dolu olduğunu...

...

YELENA ANDREYEVNA:

...Düşünsene, ne biçim bir yaşamı var bu doktorun!Çamurdan geçilmez yollar, ayazlar, kar fırtınaları, aşmak zorunda olduğu uzak mesafeler...Halk kaba, yabanıl; yoksulluk, hastalık almış yürümüş...Böyle bir ortamda her gün çalışan, didinen insanın, temiz ve ayık olarak kırk yaşlarına ulaşması güçtür.

...

SONYA:

Bir kadın güzel değilse, "Çok güzel gözleriniz var, çok güzel saçlarınız var..." derler.

...

VOYNOTSKİ:

Gecelerimizi şimdi bütün benliğimle hor gördüğüm dergileri, kitapları okuyarak mahvettik.

...

VOYNOTSKİ:

Hayatım yok olup gitti! Yetenekli, akıllı, gözü pek bir insanım ben...Eğer normal yaşamış olsam, bir Schopenhauer, bir Dostoyevski çıkabilirdi benden...Saçmalamaya başladım!Aklımı kaçırıyorum!..Anneciğim, ümitsizlikten boğuluyorum! Anneciğim!

...

ASTROV:

Bizden yüz yıl, iki yüz yıl sonra yaşayıp da hayatımızı böyle aptalca, böyle tatsız yaşadığımız için bizi hor görecek olanlar, belki de mutlu olmanın yolunu bulacaklardır...Bize gelince...Seninle benim içinse tek bir umut kaldı: Mezarlarımızda yatarken hayaller, bir ihtimal hoş hayaller görmek...

Evet kardeş.Tüm bu bölgede, aklı başında aydın, dürüst iki kişi vardı sadece: Sen ve ben.Fakat on yıl içinde günlük yaşamın tekdüzeliği, bu iğrenç hayat içine çekip yuttu bizi, çürümüş buharlarıyla kanımızı zehirledi, biz de herkes gibi sıradan, bayağı kişiler olup çıktık.

...

ASTROV:

Kalın lütfen.Anlasanıza, bu dünyada yapacak hiçbir şeyiniz yok, yaşamınızın hiçbir amacı yok, sizi oyalayacak hiçbir şey yok ve eninde sonunda duygularınza teslim olacaksınız.Kaçınılmaz bir şey bu.Ne olur, Harkov'da, Kursk'ta, ne bileyim bir başka yerde değil de burda, doğanın koynunda olsun bu...Hem de şiirsel olur, çok güzel olur doğrusu...Buralardaki fidanlıklar tam Turgenyev zevkine uygun, yarı harap çiftlikler vardır.

...

SONYA:

Yaşayacağız Vanya Dayı,Çok uzun günler, boğucu akşamlar geçireceğiz.Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız.Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz.Ecel gelip çatınca da uysalca öleceğiz ve orda, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz...Tanrı da acıyacak bize ve biz seninle canım dayıcığım, parlak ve güzel, sevimli bir hayata kavuşacağız ve burdaki mutsuzluklarımıza sevecenlikle, hoşgörüyle gülümseyeceğiz ve dinleneceğiz...İnanıyorum buna dayıcığım, bütün kalbimle, tutkuyla inanıyorum.

...

Dinleneceğiz!Melekleri dinleyeceğiz, elmas gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz.Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştan başa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşama gibi dingin, yumuşak, tatlı olacak.İnanıyorum, inanıyorum buna.

...

Vanya Dayı
Anton Çehov
Çeviren: Ataol Behramoğlu
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder