13 Aralık 2020 Pazar

Rosebud - Seyhan Erözçelik, Gül ve Telve

ROSEBUD (*)

Çiyler donmuş.Dolayısıyla kırağı yağmış.

Topuğuma kırağı battı.
Ve ben neden ölmedim? 
Çünkü kırağı kalbimde.
Ruhum kırağı. 

Çocukken topuğuma
kırağı battı benim. 
Annem söyledi, 
topuğuma kırağı batmış benim. 
Ve ben o zaman ölmüşüm.
Yani ben bir kez öldüm. 

Ben çocukken ölmüşüm. 

Annem söyledi.
Bir daha ölmem.
Annem söyledi,
ben çocukken ölmüşüm.
Bir daha ölmem ben. 

(Ölüm,
çocukluk hastalığıysa eğer!) 

Topuğuma kırağı batınca,
ben ölmüşüm. 
Topuğumdan, 
kırağıyla vurulmuşum.

Canevimden vurulmuşum.

Kırağı, birbirlerini kesen doğrularla, yani birbirini kesen eliflerle örülür.Gökten yağan eliflerle.Toz ve kırağı, birbirine karşıdır.Toz, elif haline varamaz.
Su olmadıkça, yağmadıkça.

Elifler, tozu yok eder.Yeryüzüne, tozun bulunduğu yerlere
yeni bir düzen getirir.

Birbirini kesen eliflerin düzeni.

Kesmek?

Bu en iyi kırağıdan anlaşılır.

Kırağının ömrü, bir çocuğun topuğuna,
yani benim topuğuma raslayınca
ya da güneş çıkıncaya kadardır.

Ay, kırağıyı etkiler.
Biçimlenmesinde payı vardır.

Kır!

Ruhta ağırdır.

Kırda gün ağarır, çocuk topuğuyla vurur.

Gökyüzü kırılır.

Elifler toz olur.

Gözümü kesen elifler toprağa dökülür,
benim peşime düşer.

Kırağı benim.

Ben, yani çocuk.Çocuğun saf yüzü.

(En şeytan yüzü.)
Kırağı çocuğu. Isırgan yaprakları büyüyor kalbimde.
Bir çocuğun topuğu, yani benim topuğum, kırdı kırağıyı.
Kırağı parçaları, kalpteki dokuları parçaladı, kesti. Kırağı eridi,
kesikler kaldı. Kırağı,
çelikten daha soğuk. Topuk, tozu eşeliyor.
Toz içinde bir şeyler bulmaya çalışıyor

Ama her şey donuk!

Sabah feci bir donla karşılaştık. Kırağı ve buz kırarken, baktım,
herkes aynı şeyi yapıyor.

Gökkuşağı insanların nasıl hoşuna gidiyorsa,
demek ki kırağıları topuklamak da hoşuna gidiyor.

Kırağının içi boş olduğu için, kırılırken çıkan ses de
o kadar ilginç.
(Olamaz! Yoksa Ahileas'ın çığlığı mı bu!)

Sanki bir çalgı gibi.
Çok ince cam bardakların kırılması gibi.

Belki de kristal bir kemiğin.

Hala dağılmadıysan,
sen bu şiiri unur,
beni unutma.
Ben,

gençlik ne demek,
biliyorum.

Zaren topuğumdan vurulmuşum-


1993-1996


Seyhan Erözçelik
(1962 - 2011)

(*) Rosebud: goncagül

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder