"Çürümek de yaşamaktır, biliyorum…"
Cebimden bir çakıl taşı çıkardım ve emmeye koyuldum.Uzun
süredir emmekte olduğum taş, fırtınalarca da dövüldüğü için dümdüz
olmuştu.Ağzınıza attığınız küçük, yuvarlak ve dümdüz bir çakıl taşı yatıştırır
sizi, rahatlatır, açlığınızı unutturur, susuzluğunuzu unutturur.
---
Bu arada kendinizi ölü sanmanız boşuna, ölü değilsiniz, hala
can çekişiyorsunuz, saçlarınız uzuyor, tırnaklarınız uzuyor, bağırsaklarınız
boşalıyor, bütün ölü gömücüler ölmüş.
---
Ama doğrusunu söylersek adamakıllı kararlı biri olmayı
becerememiştim hiç, kararlar alabilen biri olmayı demek istiyorum, hayır, ben
kafamı eğer, kim sıçıyormuş, kime sıçıyormuş, hangi yana kaçarsam korunabilirim
diye düşünmeden burnumun doğrultusunda bokun içine dalardım.
---
Kocam, vatanım dediği bir ülkeyi savunurken vermişti canını,
ona hayatta olduğu sürece yalnızca aşağılanma ve düş kırıklığı yaşatmış olan
bir ülkeyi savunurken..
---
Yani demek istediğim, üzerinde iyice düşündükçe, konuşurken
gösterdiğim aşırılıkların suskunluklar olduğu anlaşılıyordu ya da
suskunluklarımın aşırılıklar olduğu.Zaman nasıl da her şeyi tersine
çevirebiliyor, öyle değil mi?Başka bir deyişle ne dersem diyeyim yeterli de
değildi, yeterince az da değildi.Evet susmuyordum, ne söylersem söyleyeyim, hiç
susmuyordum.Kendinizi ve varsa tabii benzerlerinizi tanımanıza yardımcı olacak
muhteşem bir çözümleme bu.
---
Saatçinin ölmeden öne kurup gömdüğü saatim eğrilmiş çarkları
bir gün solucanlara Tanrı’dan söz edecekler.
---
…Umudunu yitirmiş bir gök altında, sonsuz bir parçalanma
içinde süzülüp giden bu eğik nesnelerin doldurduğu bu yalnızlıkların nasıl bir
sonu olabilir?
---
Ama gün çoktan tükenmiştir, gölgeler uzar, duvarlar çoğalır,
uslu bİr çocuk gibi boynu bükük, yaltaklanmaya hazır duvar diplerinden
gidersiniz,s aklayacak bir şeyiniz yoktur, yalnız korkudur saklanmanıza neden
olan, sağınıza da solunuza da bakmazsanız, ortaya çıkmaya, gülümsemeye,
dinlemeye, sürünmeye hazır durumda, insanları öfkelendirmeden saklanırsınız,
mide bulandırıcı olsanız da vebalı sayılmazsınız, rezilliğiniz sınırlıdır.
---
Yaşamım bir yerlere akıp gidiyordu ama nereye gittiğini
bilmiyordum ben.
---
Çünkü bugünü betimlerken, onu yeniden yaşayan, onu korku
dolu boş bir yaşamla tıka basa dolduran yine ben oluyorum; bunu yapmaktaki
amacım da yalnızca kendimi unutmak ve o zaman yapmam gereken şeyleri yapmama
olanağına kavuşmak.
---
Belki gelecekte başka acılara da katlanmak zorunda
kalacağım.Bu kesin değil.Ama kimse bilmeyecek olanları.Bu kesin.
Molloy
Üçleme
Samuel Beckett
Üçleme
Samuel Beckett
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder