Arka planda annemden kalan eşyalar, önde bekar babamın
omuzları düşük yalnızlığı.
---
Bu hayat, bir hayatsa bunun adı hala, bana göre değil.
---
Adımı onun sesinden duymak garipti.Hiç seslenmemiş gibi daha
önce.bir depremin öncü sarsıntısı, bir uyarı atışıydı bu ama…
---
Aklımızın devre dışı, sadece kalbimizin olduğu yıllar,
bilirsin.Kalp “git” diyor, gidiyoruz.”Sev” diyor, seviyoruz.
---
Yoksulluğumuzu allayıp pulluyoruz aklımızın içinde, minik
kağıtlara yazıyoruz kargacık burgacık, iyi geliyor.Gizliden gizliye seviyoruz
üzülmeyi.Yeni mektuplar yazacak malzemeyi sağlıyor bize üzülmek.
---
Genç Werther görse acır halimize
---
“Belki” dedi, verdiği es sonsuzluk kadar uzun geldi, “en
başından beri burnumuzun dibinde duran bir şeyi ıskaladık biz.” Başım
dönüyordu, “Lakin her pozisyonu da gole çevirecek değiliz ya!”
---
17’sinde çocuk diye beni vermiş doktor kucağına annemin,
daha kendisi çocuk, sevmiş sevmesine de, gölgeleri izin vermemiş anne
olmasına.Hayaletli bir kadındı annem çocukluğumda.Evde beyaz geceliğiyle
dolaşan, cılız sarı saçları omuzlarına dökülen, sessiz, kaşık kadar bir
kadındı.
---
Osmanbey’de yaşlı bir kadın telefonunu uzatıp “Evladım,
gözlerim görmüyor, şu rehberden Arif’i siler misin?Öldü o,” dedi.Sildim.
---
Saplanıp kaldım ona.Bir adım ötesi yok.Varsa uçurum.
---
…her şey bir şeye iyi gelirdi onun güzellik salonu
dünyasında.
---
Hani koltuğun ucuna oturursun her an kalkacak gibi, arkana
yaslanıp rahat ettirmezsin ya kendini.Aynen
öyle, her seferinde yeni bir hayatın ucuna oturdum ben de.
---
Sabah çayın altının yakılmasıyla hayat başlar, akşam çayın
altının söndürülmesiyle günün bittiği haber verilirdi.
Melisa Kesmez
Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder