13 Ekim 2019 Pazar

karamazov kardeşler, dostoyevski


Zaten askerler, yüksek çevreden gençlerin bildiklerinin, anladıklarının çoğunun cahilidir.

---

Sararetz,
-Söylediklerinizin tıpkısını bana önceleri bir doktor anlatmıştı, dedi.Yaşlı, akıllı bir adamdı.Sizin gibi açık, şaka eder gibi, ama hüzünlü bir şaka havasıyla konuşuyordu."İnsanlığı sevdiğim halde kendi kendime şaşıyorum," diyordu."Toplu olarak insanları sevdikçe kişilere sevgim o oranda azalıyor.Hayalimde, olanca tutkumla insanlığa hizmet etmeyi kurduğum çok olmuştur, gerekirse bu uğurda kendimi feda edebilirdim.Gelgelelim, kimseyle aynı odada iki gün bile geçiremem; bunu deneylerimden biliyorum.Bana yaklaşan kimse kişiliğimi eziyor, özgürlüğümü sınırlıyormuş gibi geliyor bana.Yirmi dört saat içinde en iyi insandan nefret edebilirim.Birinden, sofrada yemeği ağır yediği için, öbüründen, nezlesi var, durmadan burnunu temizliyor diye...İnsanlarla ilişkiye girer girmez onlara düşman kesiliyorum.Ama kişilere nefretim arttıkça genel olarak insanlığa sevgim o oranda artıyordu."

---

-İsa'nın bağışladığı sevgi bu değildi.
-Hayır böyleydi, bunun gibi bir sevgiydi rahiplerim.Siz burada lahana yiyerek ruhunuzu kurtarmayı düşünüyorsunuz.Günde birer tanecik kayabalığıyla nefsinizi körletiyor, Tanrıyı kayabalığıyla satın almak istiyorsunuz.

---

Alyoşa,
-Şimdi meselenin ilk yarısını biliyorum, dedi.
-Evet, ilk yarısını biliyorsun; bir dramdı, orada geçti, ikinci yarısı trajedidir ve burada tamamlanacak.

---

Tanrı güne sadece yirmi dört saat ayırmış, işlerimiz başımızdan aşkınçPişmanlık duymaya deil, doğru dürüst uyumaya zaman yetmiyor.

---

Alyoşka, demin Başrahibini kırdım diye gücenme bana.Kızıyorum birader.Tanrı varsa, o zaman elbette suçluyum, bunun hesabını vereceğim.Ama yoksa, o vakit pederlerinize bu bile az.

---

-Akıttığım kana pişman değilim! diye bağırdı.Kendini koru ihtiyar; hayalini koru, çünkü benim de bir hayalim var!

---

-Onunla mutlu olursun, yalnız belki bu mutluluk sakin, huzur veren bir mutluluk olmayacak.

---

-Şiir saçmadır saçma...düşünün bir kere, dünyada kafiyeyle konuşan var mı?Büyüklerimizin emriyle kafiyeli konuşmaya başlasak bile kime ne söyleyebilirdik!Şiir ciddi iş değildir.

---

Bence insanların birbirlerini tanımaları için en iyi zaman ayrılmalarına yakın zamandır.

---

Kimi zaman insanda hayvanca bir zalimlik olduğundan dem vurulur, ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu.Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz, böylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece.Bir kaplan yalnızca parçalayıp kemirir.İnsanları kulaklarından duvara çivileyip gece boyunca öyle beklemek, bunu yapabilecek olsa bile aklının ucundan geçmez.

---

-Şunu bil ki keşiş, yeryüzünde saçmalıklara büyük ihtiyaç var.

---

Kurumuş yüzünde çukura batık gözleri hala kor gibi yanıyor.

---

Çünkü insanoğlunun, insan toplumunun ezelden beri, özgürlükten çok yadırgadığı şey olmamıştır!

---

Fakat seçme özgürlüğü gibi ağır bir yük altında ezilenlerin, senin hayalini de, verdiğin gerçeği de iteleyip, hatta seni bile inkara varacaklarını düşünmedin mi hiç.

---

Çünkü insan Tanrıdan çok mucize arar.Üstelik mucizesiz duramayacağı için bu sefer kendisi yeni mucizeler yaratmaya kalkar.Üfürükçüler, büyücüler, kocakarılar önünde dize gelir.

---

Çocukçadır, okul çocuklarının böbürlenmesine benzer bu...Çıngar çıkarıp öğretmenlerini sınıftan atan çocuklara benzerler: Taşkınlığın sonunda nasıl olsa hesap vereceklerdir.Bunlar da tapınakları yıkarak dünyayı kana boğacaklar, sonunda, akılsız çocuklar ne derece yetersiz bir isyancı olduklarını, hiçbir sonuç elde edemeyeceklerini anlayacaklardır.

---

Zayıf insanlar güçlü olanların çektiklerini çekmedilerse suçlu mu sayılacaklar?Zayıf bir ruh, doğanın olanak verdiğinden daha ağır bir yükü kaldıramıyorsa ne yapsın?

---

Sen, paye vermekle gururu öğrettin onlara.Aciz, güçsüz çocuklar olduklarını, ama en tatlı mutluluğun da çocuk mutluluğu olduğunu ispat edeceğiz.O zaman pısırıklaşıp tıpkı korku içinde ana tavuğun kanatları altına üşüşen civcivler gibi bize sokulacaklar.

---

"Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, yalnızca bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zaman bereketli ürün doğurur."

---

Çoğu zaman en büyük küstahlıkla işlenen cinayetler en başarılı olanlarıdır.

---

İnsanlar peygamberleri kabul etmez, onları öldürür, ama acı çekerek ölenleri severler, yok ettiklerini kutsallaştırırlar.

---

-Tanrıma isyan ettiğim yok, dedi.Sadece "dünyasını kabul etmiyorum."

---

Bir zamanlar bir kocakarı varmış...Kötü, hırçın mı hırçın bir şeymiş.Bir gün bu kocakarı, arkasında tek bir hayır bırakmadan ölüyor.Şeytanlar kaptıkları gibi ateş gölüne fırlatmışlar onu.Kadının koruyucu meleği bunu görünce düşünmeye koyulmuş: Ah, yaptığı tek bir iyiliği hatırlasam da Tanrıya anlatsam!..Derken birden hatırlamış, Tanrının huzuruna çıkmış.Bir gün bostanından bir baş soğan koparıp bir dilenciye vermişti, demiş.Tanrı, al o soğanı, göldeki kocakarıya uzat, demiş; ona tutunsun, kurtulmaya çalışsın.Başarırsa, varsın girsin cennete, soğan koparsa, talihine küssün kocakarı...Melek göle koşmuş, soğanı kocakarıya uzatmış: Tutun şuna kadın, demiş, yukarı çıkmaya çalış.Kadın usulca çekmeye başlamış, ama göldeki öbür günahkarlar bunu görünce birlikte kurtulmak için asılmışlar.O da hırçın biri olduğu için başlamış onları tekmelemeye: Sizi değil, beni çekiyorlar.Soğan da sizin değil, benim!.. diye bağırmış.Tam o anda soğan kopmuş, kocakarı yeniden göle düşmüş.O gün bugün gölde yanıyormuş.Melek de ağlayarak çekilmiş gitmiş...

---

İsa, ilk mucizesini yaratmak için kederli değil, sevinçli insanlara gitti, sevinçlerinin sönmesine yardım etti."İnsanları seven sevinçlerini de sever..." Bu, ölenin başlıca fikirlerinden biri, her an tekrarladığı bir sözdü.Mitya da, "Sevinçsiz yaşanılamaz," der...Mitya...ya.."Her doğru ve güzel şey daima bütünüyle bağışlanmalı..."Bu da Mitya'nın sözüydü.

---

Sizin tecrübeli bir doktor olduğunuz kadar ben de tecrübeli bir hastayım hanımefendi.

---

Yaşadığım hayata karşılık kendimi cezalandırıyorum.

---

Hoşça kal Pyotr İlyiç! Son gözyaşım sana olsun!

---

"Ci-gît Piron qui ne fut rien,
Pas même acadêmicien."

(Burada yatan Piron, hiçbir şey olamadı hayatta, bir akademi üyesi bile.)

---

İnancım bu.Smerdyakov bayağı, korkak bir adamdır, öyle herhangi bir korkak da değil, dünyanın bütün korkaklığını, tabansızlığını içinde toplamış iki ayaklı bir yaratıktır.

---

Geçenlerde bir süre Rusya'da kalmış bir Almanın, eğitim çağındaki gençlerimiz için Avrupa'da yayımladığı bir yazıyı okudum."Rus öğrencisine, şu ana kadar hiç bilmediği yıldızlarla dolu bir gök haritası gösterin.Ertesi gün bunu size, üzerinde düzeltmeler yaparak geri verecektir..."Almanın Rus öğrencisi için söylemek istediği şu: Bilgiden yana sıfır oldukları halde alabildiğine bir kendini beğenmişlik.

---

Acaba insan delirirken farkına varıp kendini inceleyebilir mi?

---

Aranıza karışınca bütün adetlerinize ayak uyduruyorum.Hamama gitmeye bayılırım, inanır mısın?Orada tüccarlarla, papazlarla birlikte kızgın taşın üstünde terlemek pek hoşuma gider.Biricik emelim, temelli, kesin olarak insan haline girip şöyle yedi pud'luk şişko bir tüccar karısı olmak, onun inandıklarına inanmak.Kiliseye uğrayarak temizyürekle bir mum yakmak; idealim bu oldu, gerçekten öyle!O zaman bütün acılarım dinecek.

---

-Geçen yıl öyle bir romatizmaya yakalandım ki, hala aklımdan çıkmıyor.

-Şeytanın romatizması mı olurmuş?

-Bazen insanlaştığıma göre neden olmasın?Maddi bir vücutla beraber bütün özelliklerine de sahip olurum.Şeytan sum et nihil humanum a me alienum puto. (Şeytanım ben ve insanlara ait hiçbir şeyi kendime yabancı saymıyorum.)

---

Köylü kızların bir oyunu vardır, sıfırın altında otuz derecede toy bir delikanlıya baltanın demirini diliyle yalamasını söylerler.Dokunur dokunmaz enayinin dili demire yapışır, derisi kanlar içinde üstünde kalır.Ya orada eksi yüz elli derecede, parmağını baltaya dokundursan ne olur acaba?Parmak o anda gider...tabii orada balta bulabilirsen eğer...

---

Faust'un karşısına çıkan Mefisto, kendini tanıtırken kötülük isteyip iyilik yaptığını söylüyor.Bu onun bileceği iş; benim davranışım tam tersine.

---

İvan'ın hastalığının nedenini anlamaya başlıyordu: "Gururdan doğan kararın üzüntüsüyle aşırı bir vicdan azabı!"

---

Şairliğimiz boşa değil, ömrümüzü mum gibi iki ucundan boşuna yakmadık.

---

Sayın jüri üyeleri, tabiata karşı işlenen bir suçun öcü insan adaletinden daha zorlu oluyor.Hatta mahkeme, idam, tabiatın verdiği cezayı hafifletir; umutsuzluk anlarında bu, suçlunun ruhuna bir kurtuluş çaresi gibi gelir.

---

Suçluyu konuşturmanın en güvenilir çaresi, cinayete ait aslında çok önemli, fakat suçlu için beklenmedik, önemi kestirilemeyen bir ayrıntıdan ansızın, yeri gelmiş gibi söz açmaktır.
...
İnsan, hayatının en korkunç anlarında, mesela idama götürülürken ille de bu gibi ayrıntıları hatırlar.Aklından her şey silindiği halde yolda gördüğü yeşil bir çatı, kilisenin haçına konmuş bir karga belleğine nakşolur sanki...

---

Bir bayan tanımıştım, kadıncağız, sokakta bütün gece havlayan hoşhoşun onu uykusuz bıraktığından acı acı şikayet ediyordu.Sonradan anlaşıldığına göre, hayvancağız bütün gece topu topu üç kere havlamış.Ama bu doğaldır, insan uyurken, uyku arasından bir inilti duyar, öfkeyle uyanır, sonra yeniden dalar.Bir iki saat sonra gene bir inilti; gene uyanıp tekrar dalar, birkaç saat sonra üçüncü defa aynı iniltiyle uyanıp tekrar uyur.Ertesi sabah kalkınca, birisinin inleye inleye gece onu uyandırdığından şikayet eder.

---

Müsaade buyurun, vicdan pişmanlık demektir, Smerdyakov pişmanlık duymamış olabilirdi; sadece acı bir umutsuzluk içindeydi o.Umutsuzluk ve pişmanlık temelde birbirinden ayrıdır.Ölene kadar umutsuzluk duymuştur, ama ömrü boyunca kıskandığı kişilere karşı nefretinin kat kat artmış olması da mümkündür.

---

Rica ederim, Kartaşov, seninle konuşmadıkça, varlığınla yokluğunla ilgilenmedikçe saçmalıklarınla söze karışma.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Karamazov Kardeşler

Rusça Aslından Çeviren: Nihal Yalaza Taluy
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hasan Ali Yüce Klasikler Dizisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder