16 Ekim 2018 Salı

ku(r)şun lezzeti, selçuk altun


Orada insanat yılda iki kez gazete okuduktan sonra kusar ve iyileşmeye çabalardı.
Die Fliegenpein, Elias Canetti

"Yaşamı bir kentte ıskalamışsan, diğerlerinde de ıskalarsın" buyuran neo-Bizans şairi Kavafis'e kanığımdandır; varsıl ve bir başıma olduğum halde İstanbul'dan firar edemedim.
---
Kesin dönüş uçağının tekerlekleri toprağı sıyırdığında elimde Edirne kökenli yazar Elias Canetti'nin aforizma kitabı vardı.İlahi bir gücün mü buyruğuyla, "Bir ülke ki insanatı kulaklarını örtmenin dışında çırılçıplak gezer.Ve orada tüm ayıp, kulak içinde ikamet eder." cümlelerinin altını kurşunkalemle çizmişim.
---
Babanız kendisiyle barışmasının acısını günde üç paket sigara içerek çıkarıyor.
---
Volga, Volga, Volga

Kaç satırlık bir veda pusulası yazacağımı ve yazdıklarımın eline geçip geçmeyeceğini bilmiyorum.Tek bildiğim, "artık dayanamayacağımdır" Güzelim!

İki gizemli sapkınlığım vardı; önce İstanbul'un saklı geçmişine sonra münzevi bir estete aşık oldum.Onlara kavuşmak yerine ortak tuzaklarına düştüm.Beni hedefe ulaştırmayan çabalarım yüzünden pişman değilim.Arkamdan hiç olmasa "sığ bir kadındı" denmeyeceğini biliyorum Güzelim!

Bizans'la ilgili dev kaynaklarım, son kez, bak nasıl işe yarayacak.Bir "ev kazası" sanılması için önce kitaplık rafını devireceğim.Armağanın seccadenin üzerinde kitaplardan mürekkep bir küçük labirent kuracak, sonra meyhoş başımı hava almayacak şekilde içine hapsedeceğim.Nobelist yazar ve hısmım Elias Canetti'nin, "Yeryüzü beş dakika içinde çöle dönüşecek olsa, tutunulası tek kitaplar var" dediğini de anımsatırım Güzelim!
---
Telefonda annem, "Oğlum, Mehmet İsa Efendi'yi anımsar mısın?" demişti.
"Anne ben bu ıssız sokağa anımsamak değil, unutmak için sığındım" diyemezdim maalesef.
---
Emo gece misafir odasında yattı.Heybetli yatağımı ikizlerle paylaştım.Celal sağımda, Zülal solumda başparmakları ağızlarında uykuya daldılar.Minik ayaklarıyla bedenimi tekmelerlerken Derik'teki sıcak yaz gecelerini anımsadım.(Evlerinin düz damında yatan yerlilere imrenir, yatak odamın tavanında seğirten kertenkelelerin uyurken ağzıma girmemesi için dualar bestelerdim.)
---
'Yaş otuz beş yolun yarısı eder' dizesinin şairi Cahit Sıtkı kırk altı, 'Her ölüm erken ölümdür' buyuran Cemal Süreya elli dokuzunda giderken benim beklemeye hakkım yok.
---
"Yaşamı, satılık olmayan şeyleri aramaktan ibarettir."

"Romanlarını yazmaz yürürdü."

"Kan görmeye tahammülü kalmayan kaplan."

"Karmaşık bir durum: Ölümsüzlüğe önce bir köpeğin ulaşması."

"Yalnızca renkler aşkına bile ebediyen yaşamak."

"Tanrı yakın tarihten ders almamızdan hoşlanmaz."

"Ya her şeye rağmen, Tanrı'dan da saklanabilen sır varsa?"

"Hiçbir engel ırmaklar denli kışkırtıcı değildir."

Elias Canetti

---
Bir kurşunun insanın bedenine verdiği acının lezzetini hep merak etmişimdir.
---
Ülkenin kısmen ıskalanmış şairi Güven Turan'ın 101 Bir Dize adlı şiir kitabını henüz bitirmiştim.Her biri şiir kıvamında on dize* seçtim.

*
1) Bir mürdüm eriğinin buğusunu siliyorum, bir fırtına açılıyor.

2) Kendi sesinden tanır kışın geldiğini kavak ağacı.

3) Dayanmış sarmaşıklarına, ayakta durmaya çalışıyor ahşap köşk.

4) "Dur orada, aşma çizgiyi" diyor açıkdenize fener.

5) Sen aşksın, bilirsin, yalnızlığın gözleri ne renk?

6) Hüzün gelir çöker çimenlere...Kırağı.

7) Ah bu ayrılık; tırnağın arasına saplı kıymık...

8) Rüzgârın söylediğiyle yetin, söz dilsiz.

9) Takılıp kaldın kentlere; sevda bekleme.

10) Bütün gece yandı lambam; tek seyircisi sendin penceremin ayışığı.

---
Havaalimanına seğirttiğim sabah bezgin duvara, 
"Butterflies die fast/Does hope die last?" (Hızlı ölür kelebekler/Umut mudur son ölen?) 
dizeleri nakşedilmişti.
---
"Zavallı koyun sürüsü...
Çobanı da o besler,
köpeği de, kurdu da..." Türk Atasözü


Selçuk Altun
Ku(r)şun Lezzeti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder