Kayıp Otobanlar
Yol Filmlerinin Sıra Dışı Tarihi
Jack Sargent & Stephanie Watson
Altıkırkbeş Yayınları
Çeviren: Pelin Özdoğru
"Biz Tanrıyı arabalarda bulduk; eğer o gerçek Tanrı değilse de o kadar tatmine edici, o kadar güçlü ve huşu uyandırıcı ki aradaki farkı dert etmeye pek gerek yok."
Harry Crews, The Car
...
Yollar aralarda kalmış boşluklar gibidir, -boş alanları kat ederler- ve kent ya da kasabadaki hem coğrafik hem de sosyo-kültürel yapıyı belirleyen sınırların rolünü de üstlenirler.Yol üzerinde kesinlik diye bir şey yoktur, sadece olasılıklardan söz edilebilir.Yolculuklar bir hedef noktaya odaklanmış olsalar da yoldan sapmalar her zaman mümkündür."Öteki" yolculuklar ise, asla bir hedef nokta belirlemez ya da hedefe ulaşmaya çabalamaz; belirgin bir ereksel amacı olmaksızın giderek alanı genişleyen gezinmelere dönüşür.Amerika'nın engin toprakları ve sonsuz uzayıp giden yollarında doğru yoldan sapıp gitmekse her zaman olasıdır.
-Haritalar ve Geçitler-
...
Chicken Run: Asi gençlik filmlerinde sıkça rastlanan kapışmış iki erkeğin arabalarını uçuruma doğru sürüp cesaret gösterisinde bulunma oyunu.Arabadan ilk atlayan "chicken", ikinci atlayan "erkek", hiç atlamayansa "ceset" oluyor.
...
Bir yol filmi en düz biçimi ile bir araba yolculuğu hikayesidir, fakat aynı zamanda farklı çağdaş durumlarla yer değiştirebilir ya da iş birliği yapabilir.Örneğin, arabalara mitik statüsünü sağlayan teknolojinin aynı zamanda yolu yok etmesi gibi (bir bakış açısıyla Amerika) Başka bir deyişle, yolların vaadi aynı anda fazla uzaklaşma korkusu, haritadan kopma tedirginliği ya da basitçe ilerleyemeden aynı yerde dönüp durma umutsuzluğunu da iletir.
-Uzayıp Giden Yol-
...
Western yol filminin babasıdır, bu iki tür pek çok ortak nokta barındırırlar; fakat birçok yönden yol filmi Westernin teknolojik çağa göre güncelleştirilmişi sayılamaz.Atın yerine motorlu aracın geçtiği, ya da basitçe ideolojik motiflerin ve tür karakterlerinin damıtıldığı (beyaz erkek kahraman kovboyun yirminci yüzyıl süreci ile anakronistik haydut silahşora dönüşmesi gibi) bir alan değildir.Yol filmi Western'in oğlu olabilir, fakat dik başlı bir oğuldur bu, babasının otoritesi ile çekişen mirasyedi bir oğul; kendine gerçek bir ebeveyn kahraman arayan ama bunun yerine düş kırıklığı bulan ya da yetimhaneyi boylayan.Yol filmi birçok yönüyle Westernin yeniden formüle edilmiş halidir, onun vaad edilmiş altının izindeki rotasının peşine düşüp ancak boş hayaller bulur.Elbette Western'de mit ve gerçeklik arasında her zaman bir ayrım var olmuştur, metinde ya da görsellikte kullanımı ise gerçeklikten çok gerçekliğe benzeyiş üzerinden yürür.Şöyle ki, birçok Western filmde, belirli bir bölgede geçiyorsa da başka coğrafi bölgelerde çekilmiş görüntüler kullanılır ama bu gözü yadırgatmaz.Western için tüm irdelemelerin ötesinde diyebiliriz ki, gerçek Amerika'yı göstermekle ilgilenmekten çok katharik eğlence ve bazen de politik niyetlerle ilgilenen ve temelde vatanseverlik cilasıyla parlatılmış serüven öyküleri anlatan çarpıtılmış tarih manzaralardır.Western tarihi sinematik ürün ve ideolojik referans malzemesi olarak bu noktayı işaret eder.
-Sarı Taşlı Yolu Döşemek-
...
1930'lar ses teknolojisinin gelişimini gören ve Buhranın ardından sinema seyircisini salonlara çekmek için "iki film birden" uygulamasını yaşayan yıllar olur.Böylelikle A filmş ve B filmi kavramları hayat bulur.B filmleri bağımsız girişimler tarafından çekilen, kısa sürede çok verimli hale gelen, birçoğu seriler halinde üretilen ve bölgesel dağıtımcılar tarafından sinemalara 25-30$ fiyat ortalamasıyla sezonluk paketler halinde satılan yapımlardı.A filmleri ise, kendi ulusal çaptaki dağıtımcıları ile çalışan büyük stidyoların ürettiği işlerdi.B filmleri 1930-31 yıllarında sesin sinemaya kattılmasıyla geçici bir darbe yedi; ufak yapım şirketleri başlangıçta ses teknolojisini maddi olarak kaldıramadı.Film şirketlerinin bekledikleri bu dönemde B-Westernlerde bir gerileme yaşandı, sesin kalmaya niyetli olduğu anlaşıldığındaysa şirketler yapımcıları büyütmeye karar verdiler.
-Sarı Taşlı Yolu Döşemek-
...
"Bir adam Amerika'yı aramaya gitti ve onu hiçbir yerde bulamadı."
"Easy Rider" tanıtım afişinden
...
"Eğer bir daha kalbimin arzularının peşinden gidecek olursam kendi arka bahçemden ötede aramayacağım, çünkü aradığım eğer orada değilse zaten onu hiç kaybetmemişimdir."
Dorothy, The Wizard of Oz
...
Altmışlı yıllar boyunca otostop imgesi ciddi biçimde karanlıklaştı.Yüzlerce umutsuz ve naif genç Jack Kerouac'ın Amerika'sının peşinde yollara düştü.(Kerouac'ın kendisi ise hiçbir zaman otostop çekmemişti; yük trenlerine atlamayı tercih etmişti.)
-Öldüren Yol, Otobanda Dehşet-
...
"Badlands" aynı zamanda katilin tutuculuğunu açıkça ifade eden tek filmdir.Malick'in filmn gösterime çıktığı zaman üzerine söyledikleri de bunu destekler.
"(Kit) kendini James Dean'in halefi gibi görür -asi gençlik- gerçekte ise Eisenhower tutuculuğuna daha yakındır."Azınlık olarak düşün" der zengin adamın kayıt cihazına, "ama bir yandan kabul edilmiş olan çoğunluk düşüncesinden de uzak kalma".Aslında bu dediklerine kendisi de pek inanmıyordur ama yapabilen, becerebilen insanlara imreniyordur.Onlar gibi olmak ister, dolaba kapattığı zengin adam gibi, öldürmediği tek adam, sempati duyduğu tek adam ve sempatiye ihtiyaç duyan bu tek adam gibi.Dipteki insanların onları oraya koyan ve orada tutan kuralları kuvvetle savunmasına da pek nadir rastlanmaz zaten."
...
"Kanun hileli bir boktur." Thelma
...
Kayıp Otobanlar
Yol Filmlerinin Sıra Dışı Tarihi
Jack Sargent & Stephanie Watson
Altıkırkbeş Yayınları
Çeviren: Pelin Özdoğru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder