...
Tahir Alangu ile Edebiyat başladı.Başlayacak yani, heyecanlıyız.Tahir Baba deniliyor ona okulda..Hatta kimi öğretmenler, sınıfa ilk geldiklerinde "bana, baba bilmem kim" derler diyerek bu ismi edinmek istiyor, öyle bir isme yata geçiş yapmak istiyor yani, ona daha önceki öğrenciler "Bok Şakir" demişler, o bize kendini baba diye tanıtarak bu isimden kurtulacağını sanıyor...Yemezler Bok Şakir!Tahir Alangu öyle değil, ona herkes Baba Tahir, diyor.Koridorda görmüşlüğümüz var.Tahta bir ağızlıkla sigara içiyor.Pek kimseyle konuşmuyor.Siyah ya da kahverengi çizgili takım elbise ve yelek giyiyor.Çantasını elinden hiç bırakmıyor.
Derken bir gün zart diye giriyor sınıfa, gözünde şişe dibi gözlükler, dolma parmakları sıkı sıkı tutuyor ağızlığı, ağır ağır yürüyor kürsüye, saçı epeyce dökülmüş, kararlı dev adam.Kırlaşmış pos bıyıkları gülümseyen ağzını saklıyor.
-Oturun diyor, isteksizce, yarım göt ayağa kalkmış ve gereken suskunluğa henüz ulaşamamış olan bizlere.Şöyle bir bakıyor sınıfa.Biz de ona bakıyoruz.Sırıtıyor.Biz de sırıtsak mı acaba?
-Mollalar, o önünüzdeki, üstünde "Edebiyat" yazan kitap okunmayacak!Ananıza babanıza söyleyin, size birer Sait Faik külliyatı alsın...Haftaya edebiyat!Bu ders serbestsiniz, ne isterseniz yapın! diyerek gidiyor sınıftan.
Nihat Sami Banarlı'nın Edebiyat kitabını kaldırıp atarak, kimimiz Grand-Cour'da yakarak, birer, ikişser Sait Faik kitabı edinerek ve Tahir Alangu'nun bu muhteşem anarşist tavrını çok beğenerek, onu özleyerek bekliyoruz ikinci edebiyat dersini.Alangu sınıfın kapısında belirince de, birden çakı gibi ayağa dikiliyor sınıf, kıl kıpırdamıyor, en ufak bir sululuk yok.Bir tören suskunluğu içindeyiz.Sıraların üstünde yalnız Sait Faik kitapları.
...
Ferhan Şensoy
Kalemimin Sapını Gülle Donattım
Ferhantoloji
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder