...Bilmiyorum, ben dışarıda kalmış, daha önce de söylediğim gibi gözünü hırs bürümüş ve aklı fikri yukarılara tırmanmak olmayan insanlar hakkındaki hikayelerle ilgileniyorum.
---
Ben hayata çok kurgulanmış ve büyük bir dramatik hikaye olarak bakmıyorum; şansınıza, tesadüflere ve duygusal durumunuza bağlı olarak, yorumladığınız olayların bir araya toplanmış halidir hayat daha çok.
---
Top Gun gibi bir filmin para bastığı bir zamanda Blue Velvet gibi bir filmin ABD'de ticari olarak iyi iş yaptığını görmekten gerçekten büyük mutluluk duyuyorum.
---
Silahlarınıza sıkı sıkı yapışmanız gerekiyor.Bazı insanr başarılı film yapmayı kendilerinin Hollywood'a gidiş bileti sayıyorlar ve bunu başarırlarsa da oraya yöneliyorlar.Bunda yanlış bir taraf yok; onları eleştirmiyorum.Fakat ona karşı durup, "Lanet olsun, yapmıyorum, çeker giderim daha iyi" diyebilecek yeterince de insan yok.Bu benim tavrım; bazen insanlar bunun kibirlilik olduğunu düşünebilirler.Fakat bu bir gerçek; ben çeker giderim.Hayat çok kısa.
---
Sürekli tatil'i NYU Sinema Okulu'nda tez filmi olarak yapmaya başlamıştım.Bir gün bana the Lois B. Mayer Foundation Fellowship adıyla bir burs verildi.Taksitlrimin ödenmesi için doğrudan okula gönderecekleri yerde, parayı yanlışlıkla bana aktarmışlar.Ben bu parayı okula vermeyip filmi çekmek için kullandım.O zaman okul diplomamı almasam da, filmi yapmayı başardım.Taksitlerimi ödememem idarecilerin hoşuna gitmedi tabii.Film yapmama da sevinmediler.
---
Tanımadığım bir kız barda yanıma yaklaşıp, Naked'i beğenip beğenmediğimi sormuştu.Ben de "Çok beğeniyorum" diye cevap vermiştim.Filmi beğendiğimi söylediğim için kız bana hakaretler yağdırmaya başlamıştı, çünkü filmin kadın düşmanı bir anlayışla çekildiğine inanıyordu."O film aslında daha çok insanlardan nefret eden bir filmdir." diye de sözümü tamamlamıştım, oysa daha çok karakterin sinizmi ya da nihilizmi söz konusuydu.Gülünç bir tartışmaydı.Kıza, "Sanırım senin beğeneceğini bildiğin insanlar hakkında yapılmış filmler ve onlar hakkında yazılmış kitaplar okuman gerekiyor" demiştim.Çok gülünç bir durumdu.Honore de Balzac'ın çok beğendiğim ve karakterlerin çok boktan bir kafa yapısına sahip olduğu The Wild Ass's Skin başlığını taşıyan nefis bir kitabı var.Nefis kitap, ama onu okumak için adamı sevmek ve onunla yemek yemek zorunda değilsiniz ki.
---
Öldüğünde John Cage konferanslarını okul radyolarında yayınladılar.Konferanslardan biri "hiçbir şey" üzerineydi."Hiçbir şey" üzerine verilen bir saatlik bir konferanstı.Gerçekten muhteşemdi.Aşağı yukarı şöyle söylüyordu: "Hiçbir şey hakkında konuşuyorum ve benim konum hiçbir şeydir, dolayısıyla ben konuşurken hiçbir yere gitmiyoruz, ben hiçbir şeyden bahsediyorum, uyumak isterseniz serbestsiniz; çünkü ben hala hiçbir şey hakkında konuşmaya devam ediyor olacağım."Sakinleştirici ve hipnotize ediciydi; harikaydı.Hiçbir şey üzerine konferans verebildiğine göre ilginç bir durumdu; hep bir şeyle karşılaşacağım düşüncesini taşıyordum.
---
...Yalnızlığım ve melankolim...Hayatın bir parçası bu ve ben çok bakımdan hep dışarıda kalmışlık duygusu taşıyorum; eminim bunun sebebini siz zihninizde canlandırabilirsiniz.Fakat ben aynı şekilde mizaha, hatalı iletişime ve yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan şeylere de eğilim duyuyorum.Bütün bunlar hep bir arada vardır; ben de bunları bir tek karakterde, bir tek filmde bir araya getirmeye çalışıyorum.
---
Robert Altman'ı tanıyorum; onun eski filmlerini izlemekten ve insanlara göstermekten hoşlandığını biliyorum.Keşke ben de öyle olsaydım; çünkü o, filmlerini gerçekten çok seviyor, onlarla gurur duyuyor, neredeyse çocukları sayıyor onları.Benim filmlerim de çocuklarım gibidir, fakat ben onları askeri okula gönderiyorum.
Jim Jarmusch
Derleyen: Ludvig Hertzberg
Çeviri: Selim Özgül
---
Ben hayata çok kurgulanmış ve büyük bir dramatik hikaye olarak bakmıyorum; şansınıza, tesadüflere ve duygusal durumunuza bağlı olarak, yorumladığınız olayların bir araya toplanmış halidir hayat daha çok.
---
Top Gun gibi bir filmin para bastığı bir zamanda Blue Velvet gibi bir filmin ABD'de ticari olarak iyi iş yaptığını görmekten gerçekten büyük mutluluk duyuyorum.
---
Silahlarınıza sıkı sıkı yapışmanız gerekiyor.Bazı insanr başarılı film yapmayı kendilerinin Hollywood'a gidiş bileti sayıyorlar ve bunu başarırlarsa da oraya yöneliyorlar.Bunda yanlış bir taraf yok; onları eleştirmiyorum.Fakat ona karşı durup, "Lanet olsun, yapmıyorum, çeker giderim daha iyi" diyebilecek yeterince de insan yok.Bu benim tavrım; bazen insanlar bunun kibirlilik olduğunu düşünebilirler.Fakat bu bir gerçek; ben çeker giderim.Hayat çok kısa.
---
Sürekli tatil'i NYU Sinema Okulu'nda tez filmi olarak yapmaya başlamıştım.Bir gün bana the Lois B. Mayer Foundation Fellowship adıyla bir burs verildi.Taksitlrimin ödenmesi için doğrudan okula gönderecekleri yerde, parayı yanlışlıkla bana aktarmışlar.Ben bu parayı okula vermeyip filmi çekmek için kullandım.O zaman okul diplomamı almasam da, filmi yapmayı başardım.Taksitlerimi ödememem idarecilerin hoşuna gitmedi tabii.Film yapmama da sevinmediler.
---
Tanımadığım bir kız barda yanıma yaklaşıp, Naked'i beğenip beğenmediğimi sormuştu.Ben de "Çok beğeniyorum" diye cevap vermiştim.Filmi beğendiğimi söylediğim için kız bana hakaretler yağdırmaya başlamıştı, çünkü filmin kadın düşmanı bir anlayışla çekildiğine inanıyordu."O film aslında daha çok insanlardan nefret eden bir filmdir." diye de sözümü tamamlamıştım, oysa daha çok karakterin sinizmi ya da nihilizmi söz konusuydu.Gülünç bir tartışmaydı.Kıza, "Sanırım senin beğeneceğini bildiğin insanlar hakkında yapılmış filmler ve onlar hakkında yazılmış kitaplar okuman gerekiyor" demiştim.Çok gülünç bir durumdu.Honore de Balzac'ın çok beğendiğim ve karakterlerin çok boktan bir kafa yapısına sahip olduğu The Wild Ass's Skin başlığını taşıyan nefis bir kitabı var.Nefis kitap, ama onu okumak için adamı sevmek ve onunla yemek yemek zorunda değilsiniz ki.
---
Öldüğünde John Cage konferanslarını okul radyolarında yayınladılar.Konferanslardan biri "hiçbir şey" üzerineydi."Hiçbir şey" üzerine verilen bir saatlik bir konferanstı.Gerçekten muhteşemdi.Aşağı yukarı şöyle söylüyordu: "Hiçbir şey hakkında konuşuyorum ve benim konum hiçbir şeydir, dolayısıyla ben konuşurken hiçbir yere gitmiyoruz, ben hiçbir şeyden bahsediyorum, uyumak isterseniz serbestsiniz; çünkü ben hala hiçbir şey hakkında konuşmaya devam ediyor olacağım."Sakinleştirici ve hipnotize ediciydi; harikaydı.Hiçbir şey üzerine konferans verebildiğine göre ilginç bir durumdu; hep bir şeyle karşılaşacağım düşüncesini taşıyordum.
---
...Yalnızlığım ve melankolim...Hayatın bir parçası bu ve ben çok bakımdan hep dışarıda kalmışlık duygusu taşıyorum; eminim bunun sebebini siz zihninizde canlandırabilirsiniz.Fakat ben aynı şekilde mizaha, hatalı iletişime ve yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan şeylere de eğilim duyuyorum.Bütün bunlar hep bir arada vardır; ben de bunları bir tek karakterde, bir tek filmde bir araya getirmeye çalışıyorum.
---
Robert Altman'ı tanıyorum; onun eski filmlerini izlemekten ve insanlara göstermekten hoşlandığını biliyorum.Keşke ben de öyle olsaydım; çünkü o, filmlerini gerçekten çok seviyor, onlarla gurur duyuyor, neredeyse çocukları sayıyor onları.Benim filmlerim de çocuklarım gibidir, fakat ben onları askeri okula gönderiyorum.
Jim Jarmusch
Derleyen: Ludvig Hertzberg
Çeviri: Selim Özgül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder