...Şu tepeden, Boztepe'den bakıyorum, kaburgalarımdan bir taş daha söküyorum, minik kayanın üstünden fırlatıyorum mavinin boşluğuna, uçsuz bucaksız bir sessizlik, yani ıslığı ıssızlığın, düşüyor taş ve hafiften birkaç daire geliyor gibi oluyor, işte hep böyle oluyor, ama olmuyor, kaç kez ölçtük, sanki bir bok varmış gibi boyunu posunu bu koca atlasın, dik açılarını topladık olmadı, buharlı gemiler yaptık olmadı, hiçbiri yanaklarına kadar uzanmadı, hatırlıyorum, bundan beş yüz yıl evvel bir Ceneviz gemisi gelmişti sahile, belki de zenci bir kölesi vardı, güverteden, şimdi olduğum şu tepe bakınıyordu, bir imkansız iklimden kapkara düşler getirmişti saçlarına, yanaklarına uzanacak,, sarıldığı kadar yaşayacak bir kız vardı, olmadı, bir taş attı martıların peşine, belki de o köle benim, devam ediyoruz, inadım var kopmayacağız, bu bir sonsuzluk bekleyişi, bakalım ne çıkacak değil, çıksa da çıkmasa da bekleyeceğiz, hep birlikte nöbetini tutacağız yanaklarının...
Dün Korkusu
Nihat Genç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder