17 Temmuz 2021 Cumartesi
Mihail, Panait Istrati
Corto Maltese - Hugo Pratt
Dino Buzzati Üzerine Birkaç Değini
...
1930
13 Ocak tarihli mektubunda Buzzati, içinde bulunduğu durumu şöyle özetliyordu: "Hayatım her zamanki gibi konserlerle, gazetede yanlış bir şeyler yapma korkusuyla, huzursuzlukları, B. ile buluşmalarımı, yalnızlığımı ve Nina'nın şu anda kocası ve çocuğuyla yaşadığı dorukları kar kaplı dağları düşünmekle geçip gidiyor.Bazen farklı bir şeyler yapmak istiyorum, ders çalışmak, piyano çalmak ya da bir sanat eseri kaleme almak gibi; ama sonra öyle korkunç bir uyuşukluk geliyor ki üstüme, beynimin gündelik hayat içinde sanki ezildiğini hissediyorum."
İki yıllık eğitim sürecinin ardından Buzzati, profesyonel olarak (14 şubat) gazeteciler sendikasına (o dönem Lombardiyalı Faşist Gazeteciler Sendikası olarak anılıyordu) kaydını yaptırdı...
Yaptığı geziler ve tırmanışlar sırasında ilk romanı üzerine fikirler üretti.Günlüğünde bu durumu şöyle anlatıyordu: "Yazılmayı bekleyen Dağların Adamı Barnabo'nun hikâyesini düşünüyorum.İşte vadiye doğru uzanan ilk yol, akşam vakti ve genç Barnabo'nun yorgunluğu; en iyisi uzaktaki ateş ve mızıka melodileriyle geceyi orada geçirmek.Doruklarda bulunan o evdeki yaşam, av, tutsak karga, fırtına ve olup bitenlerin hikâyesi.Cephane bekçiliği, gri öğleden sonraları ve ruhlar, dağların son yaşlı ruhları."
Buzzati, Lombardiya Halkı ve haftalık dergi Milano Faşist Bölge Federasyonu Siyasi Sendikası'nda çalışmaya başladı.Burada makaleler, hikâyeler kaleme aldı, çizimler yaptı.
...
1934
Buzzati, Kafka'nın yapıtlarıyla ilk kez bu dönemde tanıştı.Artura Brambilla'ya yazdığı 3 Nisan 1934 tarihli mektuora bu durumdan şöyle bahsetmekteydi: "Geçici fiziksel nedenlerden ötürü Kaka'nın kitabında fazla ilerleyemedim.2 Haziran 1935 tarihli mektup ise şöyleydi: "Şato hakkında ne düşünüyorsun?Bence o kitap, Kafka'nın tarzını Dava romanından çok daha iyi yansıtıyor."
Buzzati, Yaşlı Ormanın Gizemi adlı eserinin yazım aşamasını bu dönemde tamamladı.28 Eylül'de Brambilla'ya şöyle yazacaktı: "İki yıldan beri üzerinde uzun uzun düşündüğüm hikâyemi iki dakika önce bitirdim.Benim hoşuma gitti, fakat bu bana yetmez."
...
1947
Milano'da kamp yapmakta olan kırk dört çocuk, 16 Temmuz'da Albenga'da bir deniz motoru kazasında boğularak can verdi.Buzzati'nin bu talihsiz kazayla ilgili yazısı büyük yankı uyandırdı: Kırk Dört Anne Kalbinde Dünyanın Tüm Acıları (18 Temmuz 1947)
...
1955
Klinik Bir Vaka eseri Paris'te sahnelendi.Sahneye uyarlayan Albert Camus idi.Eser, 9 Mart'ta Theatre La Bruyere'de, Georges Vitaly^nin yönetmenliğinde seyirciyle buluştu.Buzzati de izleyiciler arasındaydı.Halkın ve eleştirmenlerin ilgisi büyüktü; bu durum Camus'nün etkili sunumunun bir sonucuydu.Camus, Buzzati'yle sıkı bir arkadaşlık bağı kurdu: "İtalyanlar, Kafka'nın ya da Dostoyevski'nin onlara gösterdiği dar kapıdan geçse bile bedenlerinin ağırlığını kendileriyle birlikte sürüklerler.(Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış.)Ve karanlıklarıyla ışıldamayı sürdürürler.Buzzati'nin eserlerinde hem trajik hem de samimi bu basit yaklaşımı keşfettim ve uyarlayıcı olarak ona hizmet etmeye çalıştım."
...
1961
Şıubat 1961'de, Paolo Minelli ile bir konuşmasında Buzzati, özel hayatına dair bazı noktalara değindi: "Geç olgunlaşan bireyler vardır, olgunlaşmaları için yıllar gerekir.Ben bu insanlardan biri olmalıyım.Çoğu şeyi hâlâ anlamıyorum, birçok şeyi ise ancak artık bir işime yaramadıklarında anlayabildim.Bir kadına duyulan sevgiden, aşktan söz ediyorum, sevişmekten değil.Kıskançlıklar, tutkudan doğan gözyaşları, ölme hatta öldürme arzusu, bir nankör, bir sadakatsiz uğruna umutsuzca acı çekmenin verdiği zevk, tüm bunları ancak şu sıralar keşfettim.Yine de artık olgunlaştım diyemem, yirmili yaşlarıma ancak şimdi geldim sanki."
...
1966
Buzzati bu dönem, Federico Fellini'nin çekeceği G. Mastorna'nın seyahati adlı filmin senaryosu üzerinde çalıştı.Federico Fellini eskiden beri Dino'nun hayranı olduğunu açıklamıştı, özellikle lisede okuduğu "Domenico Molo'nun Tuhaf Yolculuğu" isimli hikâyeyi hâlâ anımsıyordu.Buzzati 1966-67 yılları arasında senaryonun yazım aşamasını tamamladı, ancak film bir türlü çekilemeyecekti.
...
1971
İlerleyen zamanlarda yazarın sağlık durumu gittikçe ağırlaştı."Tıpkı hikâyelerinde yer verdiği zaman ve mekânın dışındaki bir kahraman gibi, onun günden güne bizden uzaklaştığını gördük.Gittikçe daha yalnızdı, gittikçe bir gölge, bir uğultu ya da bir fısıltı gibiydi."
...
Yedi Ulak - Kronoloji
Prologue, Kısa Film - Bela Tarr - Visions of Europe (2004)
Yedi Ulak - Dino Buzzati Öykülerinden
Yeni çizmelerini yere sürterek ilerleyen askerlerin başlıklarının altından boğuk sesler duyuluyordu; tüfeklerini, 37 model güzel tüfeklerini tıpkı heybe gibi yana sarkıtmışlardı.Hemen hemen herkesin bakışları yerde, önünde yürüyen arkadaşının yukarı doğru kocaman çamur yığını fırlatan topuklarındaydı.Hükümet elbette bu genç birlik için elinden geleni yapmıştı.Tıpkı fişek çantalarındaki gibi, ayakkabıların üstündeki yumuşak tüyün de birinci kalite olması memnuniyet vericiydi.Yağmurda bile formunu kaybetmeyen klasik model başlıklarda hala fabrika kokusu vardı; İtalyan bayrağının üç rengini taşıyan, el yapımı kuşakları göz alıcıydı.Tüm bunlara rağmen hepsi de kader denen o şeyin varlığına duyarsız bir halde yürümeyi sürdürüyordu.Kader yola çıkmadan evvel bana görünmüştü: Kışlanın karşısındaki meydandan dörtnala gelen gizemli bir at kılığındaydı.
...
(Askeri Zarafet)
---
...
Cevere'nin sesinin yükseldiğini duydum; fevkalade derindi, ne neşeliydi ne de hüzünlü, yeryüzünün mutsuzluklarından azar azar uzaklaşmıştı sanki."Benim adım Cevere" diyordu (ah, elbette onun barbar dilini bilmiyordum, ama yine de anlayabiliyordum.) "Benim adım Cevere," diyordu, "yılların insanın neşesini hiç yitirmeden geçtiği, büyük nehirlerin olduğu topraklara gidiyoruz."
O an, ölüler de şarkı söylemeye koyuldu, fakat fazlasıyla hüzünlü bir koroydu bu, hayata dair pişmanlıklarını anlatıyorlardı: "İpek giysiler," diyorlardı, "yiyecekler, gece görülen düşler, sütler, şişman develer, esmer kızlar, savaş hayalleri, oğlak etinin tadı, ah ne kadar da az zaman geçirdik birlikte!"
...
(Cevere)
---
...
Şimdi kaybolmuş ve tek başına.Ne bomboş göklerden ne sımsıkı kapalı termit tepeciklerinden ne de yeryüzündeki herhangi bir yerden biri gelebilir yardıma.Kısa adımlarla yürümeyi sürdüren ve gittikçe daha devasa, belirsiz görünen kendi gölgesi önünden gidiyor ama iri cüssesi artık hiçbir işe yaramıyor, az önce duyumsadığı o gurur, yarasından akan kanla dışarı damlıyor ve tohum misali yol boyunca toprağa ekiliyor.
...
(Yaşlı Yabandomuzu)
...
Dino Buzzati
Deli Dolu - Tudem Yayın Grubu
Türkçeleştiren: Özge Parlak Temel
16 Temmuz 2021 Cuma
el-Mervezi'nin Cömertliği, Cimrilerin Yemeği - İbn Abdirabbih
Asmai anlatıyor:
el-Mervezi kendisine gelen ziyaretçilerine:
"Bugün öğle yemeği yediniz mi?" diye sorardı.Eğer, "Evet" deseler:
Şayet, "Hayır" deseler bunun üzerine:
"Eğer öğle yemeği yeseydiniz size şarap ikram edecektim." derdi.
Dolayısıyla misafirleri "Evet" de deseler, "Hayır" da deseler bir şey kazanmıyorlardı.
---
Cimrileri hicveden şiirlerden:
Ve Hz. Yusuf gelip senden rica etse
Yırtılmış gömleğini dikmek için
Tırnağını bile vermezsin o peygambere
...
Evde oldukları bilinmesin diye dilsiz olur
Namazlarını bile ezansız kametsiz kılar!
...
İbn Abdirabbih
Şarlatanlar, Deliler, Cimriler ve Asalaklar
The Miracle, Kısa Film - Martin Sulik, Visions of Europe (2004)
Vitalina Varela (2019), Pedro Costa
Pedro Costa