4 Ağustos 2014 Pazartesi

okunaksız mektup, soren kierkegaard, meseller


Keder veren yalnızlığın acısını ne ile kıyaslayacağız?

Eğer bir adam yaşamının mutluluğu olarak neyi görmesi gerektiği konusunda bilgi verdiğini bildiği ya da buna inandığı bir mektuba sahipse, ama mektuptaki yazı solgun ve silikse, neredeyse okunamıyorsa, o zaman adam mektubu endişe ve büyük bir tutkuyla, bir andan öbür ana başka bir anlam çıkararak, inancına göre, arayıp bulduğu ve kesin olduğunu düşündüğü bir kelimeye dayanarak mektubun geri kalanını yorumlayacaktı; ama mektubu okumaya başladığı andaki aynı belirsizlikten başka hiçbir şeye ulaşamayacaktı.Giderek büyüyen bir endişeyle mektuba bakacak, ama daha fazla baktıkça daha az görecekti.Gözleri ara sıra yaşlarla dolacaktı; ama bu ne kadar sık olursa, o kadar az görecekti.Bu zaman sürecinde, yazı daha da silikleşecek ve daha da okunaksız olacaktı, en sonunda kağıt ufalanıp gidecek, ona geriye gözyaşlarından başka bir şey kalmayacaktı.

Okunaksız Mektup
Meseller
Soren Kierkegaard

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder