18 Haziran 2022 Cumartesi

Beckett: Bir Karşılaşma - Emil Cioran


Önceki gün Lüksemburg Bahçeleri yolunda Beckett'i fark ettim,bana karakterlerinden birini hatırlatır şekilde gazete okuyordu.Sandalyeye oturmuştu, düşüncelere dalmıştı, her zamanki gibi.Pek iyi gözükmüyordu.Yaklaşmaya cesaret edemedim.Ne diyecektim?Onu çok seviyorum ama konuşmasak daha iyi.Çok ketum!Sohbet, belirli oranda kendini koyvermeyi gerektiren rol yapma formudur.Beckett bu oyun için yaratılmamış.Ona dair her şey sessiz bir monologa delalet ediyor.

                                                                                                                   Eylül 1968

...

Budizm'de, aydınlanmaya yönelen kişi için, "bir tabutu kemiren fare" kadar sebatkâr olması gerektiği söylenir.Her sahici yazar benzer bir gayret gösterir.O, varoluşa bir şeyler katan bir yıkıcıdır-onu temelini oyarak zenginleştirir.

...

Letafet hiddeti dışlamaz.

...

Söyleyecek hiçbir şeyi olmayan, kendilerine ait bir dünyaları bulunmayan yazarlarla sadece edebiyat konuşulur.Onunlaysa pek nadiren yapılır bu, aslında neredeyse hiç yapılmaz.

...

Beckett bana Gulliver'in Seyahatleri'ni tekrar okumakta olduğunu ve özellikle bir Yahoo dişisi yaklaşınca Gulliver'in yaşadığı dehşet ve tiksinti sahnesi için "Houyhnhnm'ların diyarı"nı yeğ tuttuğunu söyledi.Bana anlattığına göre -ki bu benim için büyük bir sürpriz, hatta büyük bir hayal kırıklığı oldu- Joyce Swift'i sevmezmiş.Hem de, diye ekledi, düşünülenin aksine, Joyce'un satire hiç meyli yokmuş."Asla isyan etmezdi.Tuttuğu bir taraf yoktu.Her şeyi kabul ederdi.Onun için bir bombanın düşmesiyle bir yaprağın düşmesi arasında zerre fark yoktu."

...

Uçsuz bucaksız bir yorgunluğa, (Beckett'in beğenisine ters bir dille söylersek) bu dünyaya ait olmayan bir yorgunluğa kurban düşmüş, hâlâ hayatta olup olmadıklarını bilmeyen varlıklar; hepsi yaralanabilir olduğu tahmin edilen ama edebinden yaralanmazlık maskesi takan bir insan tarafından tasavvur edilmiş (çok olmadı, ani bir aydınlanmayla, onları yazarlarına, suç ortaklarına bağlayan bağları görüverdim)...O an gördüğüm ya da daha doğrusu hissettiğim şeyi akılla anlaşılacak bir deyime tercüme etmem mümkün değil.Yine de o zamandan beri kahramanları hakkında en küçük söz bana bir sesin perdelenmesini anımsatıyor.Ama hemen ekleyeyim ki bir ilham ancak bir teori kadar kırılgan ve yalancı olabilir.

...

Onu bir fanatik kadar direngen buluyorum.Dünya yıkılsa, ne devam etmekte olan çalışmasını bırakır, ne de konusunu değiştirir.Asli meselelerde kesinlikle tesir altında kalmaz.Geri kalan, asli olmayan tüm konularda ise savunmasızdır, muhtemelen hepimizden daha zayıftır, hatta kendi yarattığı karakterlerden bile daha zayıf...Bu notları kaleme almadan önce niyetim, Meister Eckhart ve Nietzsche'nin, kendi farklı bakış açılarından "soylu insan" hakkında yazdıklarını tekrar okumaktı.Tasarımı gerçekleştiremedim ama bunu tasarladığımı bir an olsun unutmadım.

                                                                                                                     1976

...

Beckett: Bir Karşılaşma
Emil Cioran
Fransızca  aslından çeviren: Murat Erşen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder