13 Mayıs 2014 Salı

insancıklar, dostoyevski

Kadere küsmenin hiçbir faydası yok.Bunu kendi üzerimde denedim.
---
Şasa, çok haşarı, haşarı olduğu kadar da zeki bir kızdı.Zavallı delikanlıya etmediği muziplikler bırakmazdı.Yürüyüşünü, eğilip selam verişini, konuşmasını taklit eder; beni güldürürdü.İlk zamanlar, bu gencin tuhaf görünüşü karşısında ben de gülmeden edemezdim.Sonraları, onu tanıdıkça fikrim değişti.Zavallı görünüşünün altında, çoka sil bir karakter gizliydi.Yemez içmez, ders vererek kazandığı birkaç kuruşu da kitaba yatırırdı.Giyecek doğru dürüst elbisesi yoktu; ama çok pahalı kitapları vardı.Odasına çekilir, gece yarılarına kadar kitap okurdu.Çok sabırlı ve hoşgörülü bir insandı.Ancak, bir gün Şasa ile birlikte o kadar ileri gitmiştik ki; gururu fena halde incindi ve sadece; "Kalpsiz çocuklar!" demekle yetindi.Bu söz bana çok dokundu.Utancımdan kulaklarıma kadar kızardım; gözlerim yaşardı.Yaptığımız aptalca şakalar için bizi bağışlamasını istedim.Hiç cevap vermedim; dersi yarıda keserek odasına çekildi.
---
Benim  çalıştığım dairede, senin Anna Federovna'yı cebinden çıkaracak şeytan ruhlu insanlar var kuzucuğum.
Ve ben o insanlarla birlikte çalışmak zorunda kalıyorum.Şimdi de diyorlar ki; "Üstün başarı madalyasını Makar Alekseyeviç'in tabutuna asacağız."
---
Çevremize şöyle bir bakalım.Bir tarafta bakanlar, generaller, müdürler, çiftlik sahipleri; diğer tarafta kapıcılar, on ikinci dereceden memurlar, ırgatllar ve bir lokma ekmeği zor bulan sefiller.Hep merak etmişimdir.Bir general, emir verdiği neferden daha mı akıllı ve yeteneklidir?Bir müdür, günde on kere azarladığı kapıcıdan daha mı dürüst ve namusludur?Okuldan hatırlıyorum.Öğretmenlerimiz, "Yurttaşlık" dersinde bunun bir iş bölümü olduğunu söylüyorlardı.

Evine bir kuru ekmek götüremeyen, dört çocuk babası komşumuz Gorşkov'u hatırla.Adamcağız Allah'ın her günü iş bulmak ümidiyle evinden çıkıyor; ama açtığı her kapı yüzüne kapanıyor.Kimse onunla işini bölüşmek istemiyor.Öğretmenlerimizin "iş bölümü" dedikleri başka bir şey olmalı.
---
Ormandaki vahşi hayvanlar bile bunların yaptığını yapmıyor.Karınları tokken, kendilerinden zayıf hayvancıklara dokunmuyorlar.Bu insan kılığıma bürünmüş canavarlar, yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında olduğu halde; kendilerine zararı dokunmayan bizim gibi insancıklara zulmediyorlar.
---
Zenginler, yoksulların kötü talihlerinden yüksek sesle yakınmalarından hiç hoşlanmazlar.Bu onlara arsızlık, yüzsüzlük gibi rahatsız edici gelir.Yoksulluk elbette rahatsız edicidir.Yoksulların inlemesi, zenginin keyfini kaçırır.Nedendir dersin?Vicdanları rahatsız olduğu için mi keyifleri kaçıyor?
---
Rüyasında ayakkabı görenler sadece ayakkabıcılar mıdır?Eğer öyle olsaydı, zaten bu bilinen bir şey olduğu için yazmaya değmezdi.

İnsancıklar
Dostoyevski

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder