13 Şubat 2013 Çarşamba

kalecinin penaltı anındaki endişesi,peter handke


Gördüğü her şeyden rahatsız oluyor, olabildiğince az şey algılamaya çalışıyordu…
--
Dışarıda hava kararmıştı.Bu kadar ayrıntı algılamaya alışkın olmayan Bloch’un başına sancı girmişti, herhalde yanındaki o bir sürü gazetenin kokusunun da payı vardı bunda.
--
Gördüğü her şey en katlanılmaz bir biçimde kesilmiş, sınırlanmıştı.Kusmak içini ferahlatmamış, tersine daha da sıkıştırmıştı.Sanki bir levye kendisini gördüğü her şeyden kanırta kanırta ayırıyordu, daha doğrusu, çevresindeki nesneler  kendisinden ayrılmış, havaya kaldırılmış gibiydi.Dolap, lavabo, seyahat  çantası, kapı: Ancak şimdi farkına varıyordu; çılgınca bir zora uğramışcasına, gördüğü her nesneye uyan kelimeyi aklından geçirmeden edemiyordu.Her nesnenin görüntüsünü hemen nesnenin adı izliyordu.Sandalye, elbise askısı, anahtar,.Ortalığa erkenden böyle bir sessizliğin çökmesi, gürültüler dikkatini artık dağıtmasın diyeydi; her yer bir yandan böyle, çevresindeki nesneleri görebileceği kadar aydınlık, öte yandan böyle, hiçbir gürültünün dikkatini dağıtamayacağı kadar sessiz olduğundan nesneleri sanki kendi reklamlarıymış gibi görüyordu.
--
Bir süre sonra Bloch, aslında hala otelin lokantasında oturup kendi kendine, dışarıda, caddede olup bitenleri saymakta olduğu halde, bilincine bir cümlenin yerleştiğini fark etti: “Çok uzun zaman aylak kaldı da ondan işte!” Cümle kendisinde bir kapanış cümlesi izlenimi uyandırdığından, aklına nereden takıldığını düşündü.Daha önce ne vardı?Evet! Ondan önce, şimdi aklına getirdiği üzere, şöyle düşünmüştü: “Şutu beklemiyordu, topu bacaklarının arasından kaçırdı.” Bu cümleden önce de kalenin arkasında durup kendisini huzursuz eden fotoğrafçıları düşünmüştü.Daha önce de: “Arkasında biri durakalmıştı; ama sonra sadece köpeğine ıslık çalmıştı.Ya bu cümleden önce…

Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
Peter Handke

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder