Hayat mutlu olmak içinmiş! Benimki mutsuzluğuma alışmaktan ibaret.Eğer hayat ölümümüze doğru akan, uzunluğu belirsiz bir ırmaksa, bana ait olana hiçbir kolun bağlanmadığını da söylemeliyim: Dar kanyonların arasına sıkışmış, coşkusuz ve yatağını derinleştiremeyen cılız bir akıntı benimki...
---
Bu anlamsız ve zamansız bulantının nedeni, kendimi denize fırlatılmış, yazgısı belirsiz bir şişe gibi hissediyor olmam belki de.
---
Kısacası kendimi yamayamadım; hala delikdeşiğim, bu yüzden hayatımı biriktiremedim.
---
Çabucak tiryakisi olduğumuz Sisyphos gibi ite kaka bir tepeye çıkarmaya çalıştığımız 'hayat', benim için sıralanan reddedişlerden ibaret oysa.
---
Sisyphos ve ben!İtiraf etmeliyim: Ortak paydamız yazgımız değil, budalalığımız.
---
Dünyayı reddederek yaşamak, öfkenin ve felsefenin donmuş hali gibi.
---
Ayaktayken olduğundan büyük görünmesinin nedeni iri laflar etmesindendi.
---
İyi insanların başı her zaman derttedir.
---
Bir seçkinin sahip olması gereken en önemli özellik vardı onda: Horgörü.Bir hafta boyunca yattığı odada başucunda bekleyen Azrail'in orağı bile kibrini budayamamıştı.
---
Gülmek sana hiç yakışmıyor; çünkü o yakışıklı çehrene bir şey katamıyor; gülme, bizim gibi çirkinlere bağışlanmış bir armağan.
---
"Bir fotoğraf görmüştüm.Peru'da, And Dağları'nda çekilmiş" diye devam etti: "Şafakta, aşağıdaki vadilerden yükselen güneşi yakalamak için iki yüksek tepenin arasına geniş bir ağ gerek köylüleri gösteren...İşte o köylülerden biri olmak için çok şeyler verirdim..."Ardından gerçek bir pişmanlıkla sözlerini noktaladı."Keşke onlarınki gibi bir düş gücüm olsaydı..."
---
Yuh! İyi diye anılmayı, iyilikten yüksek tutana yuh!
---
İşte ekonomik krizin pençesinde kıvranan ülkemizden küçük ve sigara dumanlarıyla kaplı bir manzara.
---
Bir kadınla olmak, trajedi mi, komedi mi, asla belli değildir.
---
Bunlar kendilerini kusa kusa, içlerini boşaltmışlar.
---
Hüznüyle baş edemedi, acımanın içinde boğuldu.
---
İnsanlığı sevmekten, insanları sevmeye vakit bulamamış gibiydi.
---
Ketumluk zenginliktir, içinden bir şey eksilmez.
---
Birimiz ağlıyorduk, ama kim olduğunu çıkaramadım.
---
Son yok, sonsuz acı var...İnsanlar anıt mezarlarda ölmüyor, anıt mezarlara gömülüyorlar.
---
Eğer zenginlik silahla korunuyorsa, zenginliği silahla ele geçirmenin nesi yanlış?
---
Tıpkı okun ete saplanması gibi önce hızla ilerlemiş, yumuşak dokunun ardından kasların direnişiyle yavaşlayarak durdurulmuştuk...Çok zayıf, kara kuru bir adam bana bakıyordu.Onu görünce kası da geçip kemiğe dayandığımızı anladım.
---
Köylüydü; aşkı tanımıyordu.Bu yüzden ona sıkıntı çektiren ilk kadınla evlendi.
---
Rembrandt'ın resimleri, Tolstoy'un romanları olağanüstüdür.Çünkü ikisi de yalan söylemeyi bilmiyordu.
---
Oscar Wilde, herkes çamurun içindedir, ama ben yıldızlara bakıyorum, demiş.Ben Selami Balat, ayaklarıma bakıyor ve bununla da iftihar ediyorum.
---
Ne yapıyorsun?
Akadlılar'dayım, birazdan Babilliler'e geçeceğim.
---
Nefret ettiğimiz birisinin ölümüne katlanabiliriz.
---
Hayatla ölüm arasında çarmıha gerilmiş bir zavallı.
---
Ölmek bir zamanlama meselesi.
---
İnsan her şeye alışıyordu; kendi ölümüne bile.
---
Denize atladığımda karanlığın içinde Şeyda'yı bulamayacağımı anlayıp suyun üstüne dönmeye karar verdiğimde, bir an için yönümü şaşırdım.Çabalıyor, ama bir türlü yukarısını bulamıyordum.'İşin bitti' dedim, kendi kendime.'Sıra hayatının gözlerinin önünden geçmesine geldi...' Boğulmanın eşiğinde beklemye başladım.Ne gördüm dersin?Nihan bilmiyorum demeden kahveyi uzattı."Hiçbir şey!"Çünkü hayatım diyebileceğim bir şey yoktu; bomboştum.Sanırım bu yüzden tekrar yüzeye çıktım; içi boş şeyler asla batmaz değil mi?
---
Kimseye farkettirmeden, çoğu yoksul gibi içine doğru yaslanmıştı.
---
Yanılmıştık, kendi cennetini arayanların sığınağı değil, cehenneme göçmeden önce mola verdikleri son duraktı burası.
---
Hayat dediğimiz aslında bir bekleyiş.Benimki umduğum kadar uzun sürmedi, hepsi bu.
---
Günlerdir sırtımda taşıdığım yorgunluk ağrıya dönüşmüş, göğsüme tırmanıyordu.
Kusma Kulübü
Mehmet Eroğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder