"Deli, sorumsuz hakikattir"
...Ortaçağ Avrupa'sında deliyi karakterize eden şey neydi?Deli esas olarak hareketli kişiydi; yani bir yere ya da bir senyöre bağlı olmayan , bir şehre yurttaşı olarak bağlı olmayan, şehirden şehre, şatodan satoya, evden eve dolaşan kişiydi, özellikle başıboş bir serseriydi, coğrafi açıdan olduğu kadar hukuki açıdan da marjinaldi, ona ne bir meslek, ne bir mülk, ne de aidiyet atfedilebilirdi.Çok daha kesin bir biçimde, on yedinci yüzyıldan itibaren deli esas olarak çalışamaz durumda olmasıyla tanımlandı.Gerçekten de, on yedinci yüzyılda deliye esas olarak çalışamaz durumda olduğu için bir tedavi, daha doğrusu sistematik ve genel önlemler uygulanmaya başlandı.Deli, on yedinci yüzyılda özündeki aylaklıktan ya da çalışma kurallarına boyun eğmeyi becerememesinden yola çıkarak tanındı.Biraz önce sözünü ettiğim ve on sekizinci yüzyıl sonunda Fransa ve İngiltere'de açılmış olan ve bazı insanların serbest bırakıldığı büyük hastaneler on yedinci yüzyılda, esas olarak, büyük kapitalist ticaret toplumlarının oluşturduğu dönemde çalışacak durumda olamayan insanları tıkmak içindi.Bir anlamda aylakların, çalışmaya koşulamaz olanların alanında, bulunduğu yerde, deliler fark edilmeye, tecrit edilmeye ve kapatılmaya başlandı...
İktidarın Gözü
Michel Foucault
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder