1 Nisan 2012 Pazar

hürriyet, dr. hikmet kıvılcımlı

İnsanın insanı sömürmesi (ve sömürebilmek için gizli açık biçimlerde ezmesi) 7 bin yıl "Tabiî" sayılmış. Bu araçların başında geleni Hürriyet - Özgürlük adını almış kapitalizmde. Herkes eşittir - özgürdür, denmiş. Hürriyet nedir? diyenlere, yeryüzünün en utanmazca yalanını kıvırmışlar: "Bir kişinin hürriyeti, başka bir kişinin hürriyetinin başladığı yerde biter" denmiş. Alın size bir tanımlama ki, özgürlük yalanından bin kat demagojik bir sahtekârlık. Kişi kendi hürriyetine sınır tanımazsa, başkasının hürriyetine de sınır tanımıyor demektir. Türkiye'nin elle tutulur bir sınırı olmasa, Suriye'nin sınırını kim belirlendirir? Gene Suriye. Öyleyse Türkiye'nin de, Suriye'nin de "sınır"ları: Güçlerinin yettiği yerlerdir. Hürriyetlerin sınırları da kişilerin güçlerinin yetebildiği yerlerdir. Ben güçlü isem: Özgürlüğümün sınırlarını başka özgürlük sınırlarının ötelerine aşırtabilirim. Gücümün yettiği kadar "hür" olurum. Başkası gücünün yetmediği yerlerde hür olamamaya mahkûmdur. Öyleyse "Hürriyet" açıkça "Güçlerin dengesi"dir. Gücüm kadar hür olurum. Hürriyet: "gücü gücüne yetene" düzenidir. Sınıflı Toplum tarihinin 7 bin yıldır süımüş en aşağılı zorbalık kuralı, burjuva düzenince: "Hürriyet" adlı bir sahtekârhk maskesiyle örtülmüş
...
 "Kanun gözünde eşitlik" masalı da böylece, "Hürriyet" yalanı üzerine oturtulmuş en kahpece dolandırıcılık durumundan kurtulamamıştır. Ve Sınıflı Toplum Düzeni sürüp gittikçe, kurtulamazdı da...

14.06.1971
Dr. Hikmet Kıvılcımlı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder