beğenmeyenler olacaktır ama ben ukala bir ömür çıkardım işte şapkamın içinden
kıvılcımın yangına dönüşme arzusu belki, içimdeki bütün körlere çelme takma isteği
her kadının kokusunu ayrı ayrı duymam, her otobüste kavga çıkarmam belki hep bu
göz altlarımı çizdiğim kemik saplı çakıyı nehre bıraktım
bileğimdeki kaşıntıyla kendini ele veren kanın çağrısını
çocukken dinlediğim bir masalla yatıştırdım
işte bir çentik daha dünyaya upuzun kurt bakışlarımla
size de anlatır belki gecemi üzgünlüklerle dolduran rüzgar
martılara hikayeler anlatarak sakinleşebilen bir adam olacağımı bilmeden sonunda
-hikayeler,akşam oldu mu meyhanelere deniz iklimi taşıyan balıkçılara dair-
ve yaşadığım kentin yaşadığım kent olduğunu duyumsamadığım için
bana oldukça kızan şair arkadaşlarıma kabadayılık taslayarak
ve kolay harcayarak öfkeyle biriktirdiğim her şeyi
yol üstünde sızmış sarhoşların üzerinden sevinçle atlayıp
denizlere koşardım yazılardan korumak için gözlerimi
üzerimi böyle kanser bastığı günler
kaskatı kesilirdim acıdan mı sevinçten mi tam ayrımsayamadan
hikayeler yazardım,
hikayeler; savrulmuş hayatların vesikalık fotoğraflarına dair
beğenmeyenler olacaktır ama ben çocuk düşlerimi sattım büyümemin karşılığında
şehrin tükürdüğü, kentin koynuna aldığı çocukların anlaşılmaz lehçelerinden
bir aksan yaptım kendime
bir aksan... yerli !..bir aksan kusursuzca asi!
konuşmasam o saat yok olacak,bir doksan boyunda, çekik gözlü bir aksan
ve onunla sevdim seni, onunla yazdım sana kimi mahcup şiirlerimi
kimseler bilsin istemedim senle ben arasında gerili, gerilim hatlarında
rüzgarın her dokunuşuyla vınlayan o arkaik şarkıyı kimseler duysun istemedim
sustum yıllarca, koyuldum ve usanıncaya dek kendimden
yoruluncaya dek saklandım yağmacı ilgilerinizden
kentin bütün meydanlarında
bir çentik daha dünyaya upuzun kurt bakışlarımla
hava soğuk, bütün kaldırımlardan yalnız insanların kokusu yayılıyor
kimi yaraları kaşımak için dört tırnağını uzatan adamlar geçiyor yanımdan
sabaha ucuz parfüm kokularını yayan falcı kadınlar
öpüşmenin ilk tadını sokağa yayan çocuklar geçiyor sonra
derken işçiler gözleri kızarmış bir şairle çarpışarak
ve sanki bunu bir işaret sayarak güzel günlere dair
birkaç dizeyle sersemliyorum iyice
hainlerin bile ağlamak için bir omuz bulabildikleri
bir dünya özlemi
yakıyor içimi
Mehmet İşten
*kitap-lık dergisinde yayımlanmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder