Küçük kuklalar
kendi etraflarında üç defa
döner döner, dönerler
sonra çekip giderler.
Çocuk Şarkısı
...
Bir asker savaş zamanında hiçbir zaman kendini görev dışında saymamalıdır; hele de savaş, devrimci bir savaşsa ve düşman kapınıza dayanmış değil de evinizin içindeyse.Böyle zamanlarda, nefrete dönüşen tutkulu inançların ateşi, çoğu erkekte şeref ve insanlığa ilişkin sınırlamaları, bazı kadınlarda zerafeti ve korkuyu yok eder.Bu sonuncular bir kez cinslerine has utangaçlığı ve çekingenliği üzerlerinden attılar mı, zekâlarının keskinliği ve aman bilmez kinleriyle birçok silahlı devden daha tehlikeli olurlar.
...
(Gaspar Ruiz)
---
Nerede kaldığını bilmiyorum.Sanırım yalnız biriydi.Anarşistlerin, bu toplumsal ilişkilerden anladığımız kadarıyla, aileleri olmasa gerek.Aileler şeklinde örgütlenmiş olmak, insan naturasının ihtiyaçlarına karşılık verebilir, ama aile son tahlilde yasalara dayanır ve dolayısıyla bir anarşist için iğrenç ve imkansız bir şey olmalıdır.Ama aslında, ben anarşistleri anlamıyorum.Bu inanca sahip yalnız biri yalnız, yapayalnız olduğunda, sözgelimi yatağa girerken hala anarşist kalabilir mi?Başını yastığa koyup, yorganı üstüne çekerek, aklından hiç çıkmayan ortalığı savaş alanına çevirmek ihtiyacıyla, Fransız argosuyla chambabrdement general* fikriyle uykuya dalabilir mi?Eğer böyleyse, nasıl yapabilir bunu?Eminim ki böyle bir inanç (ya da böyle bir fanatizm) düşüncelerime egemen olacak olsa, ne doğru dürüst uyuyabilir, ne yiyip içebilir ne de günlük yaşamın en sıradan işlerini yerine getirebilirim.Bana öyle geliyor ki ne karım ne çocuklarım ne de dostlarım olmasını isterdim; tunç ve porselen koleksiyonu yapmaya gelince, bence, böyle bir şey söz konusu bile olmazdı.
...
(Muhbir)
---
Neden olmasın?Neden yapısında, hatlarında deliliğe karşılık gelen bir şey olmasın - Delilik nedir ki? Beyin yapınızdaki miniminnacık bir hata.Neden deli bir gemi olmasın -gemice bir deliliği kastediyorum; yani hiçbir şart altında makul bir geminin sizin için yapacaklarını yapacağından emin olamayacağınız bir gemi?İdaresi zor gemiler vardır, her zaman tam olarak güvenilemeyecek gemiler vardır; kimilerini fırtınada yönetmek zordur, kimileri de en ufak bir esintide fırtınaya yakalanmış gibi olur.Ama onların her zaman aynı şekilde davranacağını bilirsiniz.Onun gemi olarak karakterine verirsiniz bunu, tıpkı uğraştığınız birinin acayip huylarını dikkate aldığınız gibi.Ama bu gemi söz konusu olduğunda bunu yapamazsınız.Onun sağı solu belli olmaz.Eğer deli değilse, o zaman bugüne kadar denize açılmış gemilerin en kötü niyetlisi, en sinsisi, en gaddarı ve hoyratıdır.Şiddetli bir fırtınada iki gün boyunca gayet güzel yol aldığını ve aynı gün öğleden sonra iki defa neredeyse yan yattığını gördüm.İlkinde dümenciyi dümenin üzerinden savurdu, ama onu öldürmeyi beceremediğinden üç saat kadar sonra ikinci bir denemede bulundu.Bir pruvasını, bir kıçını suya daldırdı, topladığımız tüm yelkenleri açtı, tayfanın yüreğine korku saldı, hatta Mrs. Colchester'i bile o çok övündüğü güzel kıç kamarasında korkuttu.Tayfayı içtimaya çağırdığımızda bir kişinin eksik olduğu görüldü.Zavallıcık kimse tarafından görülmeden, işitilmeden denize düşmüş olmalıydı.Bense daha çoğumuzun denize uçmamış olmamıza hayret ettim.
...
(Hoyrat)
---
Bir akşam düşünceli bir tavırla bana, "Bir insanı mahvetmek için çok fazla şey gerekmez."
...
Kimi zaman, onu -Maranon çiftliğinin köle anarşistlerini, her zaman söylediği gibi, esrarlı bir şekilde kendisinden "kaçan" uykuyu tevekkülle bekleyen bu adamı -araç gereç ve hurda demirlerle dolu alçacık kulübede koşum takımları üzerinde gözleri açık vaziyette yatarken düşünürüm.
...
(Bir Anarşist)
---
Ne var ki bundan böyle, Yübaşı D'Hubert'in hayatında asla huzurl seferler arası dönemler olmayacaktı.Eylau ve Friedland savaş alanlarını gördü; karda, çamurda, Polonya ovalarının tozunda, Kuzeydoğu Avrupa'nın bütün yollarında terfi ederek ve yükselerek düşmana karşı da yürüdü, geri de çekildi.Bu sırada, alayıyla birlikte güneye gönderilen Yüzbaşı Feraud, İspanya'da umulan sonuçları vermeyen savaşlar yaptı.Ancak Rusya seferi için hazırlıklara başlandığında yeniden kuzeye gitmesi emredildi.O da şal ve portakal diyarını hiç üzüntü duymadan terk etti.
...
Kırkındaki bir adamın tecrübesizliği yirmisindeki bir gencin tecrübesizliğinden çok daha ciddi bir şeydir, çünkü kanın ataklığı yardımına koşmaz.
...
Armand D'Hubert gençliğinde, insanın savaşta "asla bir hatayı doğuran olaylar zincirini geriye doğru izlememesi" gerektiği fikrini ileri sürmüştü.
...
(Düello)
Joseph Conrad
Altı Öykü
İletişim Yayınları
Çeviren: Hasan Fehmi Nemli

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder