ellerimle de duyarak basıyorum toprağa
deli deprenişlerin köpüğüyüm yoksa
ne hah yerleşip oturdum
ne bir ayak yeri eşeledim
ne bir dam aradım başımda
perişan toztoprak içinde eşyam
yanlardan
arkadan otların arasından
vahşi bir hayvan fırlıyor hatıramın sırtına
yerim ve yurdum belli değil
yeni atandım aşkın tıpanlarına
neyin memuruyum ben nerdeyim
artıyor çizgi çizgi
fahrenayt ellidokuz atmışbir
eyvah hüzün bu
eyvah hüzün yine
çatıda alnımın
hüznüm ağam oldu eyvah
bir şey yap silkip at
çare ne - herneyse
titrek elime zor
çalkalanıyorsa bir yerde
ölüyorsa bir yerde
bağlantılarım tam otomatik
arzı mıyım ben
tırnak aralarına kıymık giren ellerin
hadi düşün beni
içim otursun aklım
durulsun diye
ankara gölü gören bir dağ
sisler ve katran
ruhum
bir iki yaşımda
aynı boyda çam ağaçları
iki titrek ışık'ız
güneş altında iki insan gövdesi
bir gün yağmurlar
açlıklar perişan saçlar dudaklar
daima biraz fazlasıyla önünde
dalgakıranların
şunu da yaz bedeli olsun
sabırla titreyerek öyle yalın
ve kimsemiz olmadan oturacağız
kıyısında ayrılığın
Cahit Zarifoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder