Güneşin çekindiği uzun kışlardan sonra
Sadece heykelleri okşardı nankör bahar
Elimde köy peyniri şehrin bulvarlarında
Kambur yürüyüşümde kıpkırmızı anılar
Çamurunu kalbime sıçratan şubatlarda
Maraş Caddesi gibi göle bakardı sular
Okulun penceresi üşümüş çocuklarda
Bir bardak çay hatırına güzelleşirdi dağlar
Yaşamak için erken sanki uzun bir mola
Çok uzun saçlarında sarardıkça zamanlar
Kömür kokusu gibi sızlatırdı burnumu
Kendini bana satan o en güzel yalanlar
Onu sevmek gibiydi -güzel gelirdi bana
Buz gibi akşamları göğe savuran rüzgâr
Dizlerimin bağını çözerdi her satırda
Sevgilimin yüzünü ısıtmayan yazılar
Yeryüzüne indirdim ne varsa aşk aktında
El yapımı hüzünler paramparça uykular
Ey şimdi şiirlerde görebildiğim rüya!
Nasıl örtmüş üstünü nasıl unutkan yıllar!
Süleyman Unutmaz
Yalnızlıklardan
Süleyman'ın Kitabı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder